Emir Ali yattığı kanepeden bir çığlıkla kalktı ama bu kalkış resmen tek adımda kapıya ulaşmak gibiydi! Kesin Esra'sına bir şey olmuştu. Onun sesine benzemiyordu ama onun olma olasılığı yüksekti. Merdivenden düşmüştü çünkü. Salon kapısından daha çıkmadan bir de gürültüyü duyduğu anda genç adam adeta aklını yitirmişti. Bir nefeste kızların odasına girmiş ve "ESRAA" diye bir gürlemişti ki, sanırsınız Esra'yı kaçırıyorlar! O sırada yatakta uyku mahmuru bir şaşkınlıkla oturan Esra "Hı? Ne? Efendim!" gibi bir sürü saçmalamış, yatağın yan tarafında yerde oturan Melis ise belli belirsiz bir şeyler mırıldanıyordu! Herkes birbirine şaşkınca bakarken arka fondaki ses herkes için duyulmazdı sanki!
Esra ancak kendine gelmiş ve mahmur bir sesle "Emir Ali sen neden bizim odamızdasın? Eğer böyle paldır küldür her defasında odamıza gireceksen bence evde kalmanı yeniden konuşsak iyi olur." Uyku sersemi olsa da genç kadının zihni açıktı. Melis ise arkadaşını başıyla onaylamış ve "Olmuyor ama enişte, bundan 5 dakika önce gelecektin. O zalim ejderha beni kovalarken lazımdı o kahramanlık." Melis küskünce söylemişti söylemesine ama hem Emir Ali'den hem de Esra'dan keskin bakışlar almıştı.
Sevdiğiniz ya da sevdiğinizi sandığınız kişiyi gerçekten tanıyor musunuz? Duygularını, karakterini, sevdiklerini, nefret ettiklerini, korkularını biliyor musunuz? Yoksa sadece sevdiğiniz için tanıdığınızı mı zannediyorsunuz? O halde gelin oturup konuşalım ve YENİDEN TANIŞALIM.
Not: Hikaye Dreame de final vermiştir.
"Evdeki hizmetçiler neyse sende o sun"
zorundalıkda olsa ben onun karısıydım.
"Bekaretini bozduktan sonra sana asla elimi bile sürmeyeceğim şu karşıdaki koltukda yatıp kalkacaksın asla yakınıma gelmeyeceksin!" dedi kalın sesiyle.
Ben bir ömür bu adamla nasıl evli kalacaktım.