O gece de sürekli gidip kaldığım o ucuz otel odasındaydım.Ne zaman birilerinden kaçmak istesem bu küçük,rutubetli odaya ve viski şişelerine sığınırdım.O gece de yine böyle bir kaçış günüydü..O otel odası böyle şeylere çok alışkındı.Füme koltukta, bir bardak viskiyle ve birkaç anıyla odanın camından dışarıyı izliyordum.Sevdiğim kadına içiyordum.Dışarıdaki fahişelere içiyordum.Uyumayı denedim.Olmadı.Otelin karşısındaki binanın neon ışıkları mıydı beni uyutmayan yoksa içinde bulunduğum durum mu? Durdum.Dahada acınası haldeydim.Balkona oturdum.Geceydi.Yalnızlık kahvem ve henüz bitiremediğim iki yüz sayfalık kitabımı yanıma almıştım.Evet bitiremediğim… Çünkü;Sürekli aklıma gelmiştin ve binlerce kez aynı cümleyi hissederek, yaşayarak okumuştum..Sıkıldım.Belime kadar eğildim balkondan.Düşmek umrumda değil.Sokakta kimsecikler yoktu.O iki sevgili dışında…Ne mutlular,ne sarmaş dolaşlar.Böyle olmamalılar.Sinirime yenik düştüm.Kocaman bir tükürük attım üstlerine.Evet,yaptım bunu.İğrenmeyin benden.Acımı bilmiyorsunuz,bilmiyorlar.Yukarı baktılar,yüzüme.Şaşkındılar.Elimle gidin işareti yaptım.Hiç seslenmeden gittiler..Sanırım kahvemden,kitabımdan, sinirimden anladılar yalnızlığımı…