Birden ormana ,derin bir ölüm sessizliği çöktü... Bütün kumrular , Bütün böcekler ,Bütün kurtlar , kuşlar sessizliği seçti .Kim bilir ? Belki de onu değil ormanın o muhteşem cıvıltılı tılsımını öldürmüştür. Belki bir ümit ! Yaşıyordur ,ama hayır ! o soluksuz ... ve sessiz ... Ruhu bedeninden ve benden ayrılmış bir biçimde , göklerde...Başında bir katil . Üstelik o katili tanıyordum , hemde fazlasıyla! Bunu neden yaptığını da biliyordum!
Sanki...
O an sessizliğe mahkum kalmış ormanda, bütün sesler gibi , umutlarım, hayallerim, kalbim, yüreğim, her şeyim kaybolmuştu ve ben o kaybolan yüreği bulmaya çalışan bir umutsuzdum... O! O YOKTU ,O YOKSA BENDE YOKTUM! Bana bir gün onun ölümünü görüpte eli kolu bağlı kalacağını söyleseler inanmazdım , inanamazdım! dayanamadım, dayanamazdım! Başka bir evrende, tazelenmiş ,bambaşka bir ruhla, onunla gündüzün ışıklarını bölen gecede, onunla yapayalnız ve el ele tutuşmak istedim...ama olmadı! Çığlık dahi atamıyordum . Nedendir bilemem , bir anda gözlerim kapanmaya başladı. Ne ilginçtir ki düşümde, acıyı gördüm! Anladım ki benliğimizin farkına vardığımız an, acının pençesinde kıvrandığımız andır. Düşümde ,nice kurbanların, ölüm çığlıklarını, nice katillerin ,acımasız gözbebeklerini gördüm. Sanki, içimde gecenin karanlığını bölüp acılar içinde uluyan, bir bozkurt vardı. Bozkurt benim kalbimdi! Bozkurt, efendisi ayın karşısında uzun uzun uluyordu...İşte şimdi o kurt bendim, sahibimin yani o tılsımlı aşkıyla beni benden alan ayın karşısında uluyanda bendim! çünkü onu bir deli gibi, bir kırlangıcın gökyüzüne olan aşkı gibi,notaların müziğe olan bağı gibi seviyordum!
Asenanın hayatı:
asena henüz 10 yaşındayken babası annesini acımasızca döve döve öldürüp dereye atmasıyla başlamıştır ve 13 yaşına kadar acımasızca şiddet görmüştür ve annesinin cansız bedeni bulununca babası ceza evine alınmış kendisi de yetim haneye bırakılmıştır babasını almaya gelen asker lere hayran kalmış ve hayallerinin peşinden koşup başarılı bir yüz başı olmuştur