Gözlerini, yüzümden bir an olsun ayırmamıştı. Ürkmeye başlamıştım ama kendimden ödün vermiyordum. Karşımdaki adamı tanımak benim için güçtü bambaşka biriyle konuşuyor gibiydim. "Enkazına mı bakıyorsun?" dedi kısık sesle, çok uzun zamandır sesini duymamıştım. Gözlerim sesini duyar duymaz istemsizce dolmuştu. "Savaş ben-" duraksadım, konuşamıyordum. Ne söyleyebilirdim ki zaten? "Bana baktığın, benimle konuştuğun her an sarıldığın, öptüğün her an beni öldürmeyi planlıyordun..." "Ben gerçekten-" konuşmama müsaade etmeden lafımı o kesmişti. "Ben senin gözlerinde o içindeki kadını gördüğüm gün öldüm..."