Yılların ayırdığı tutuklu bir aşk...
"Ben yapabilir miyim?" dedim istekle.
"Boyun yetmez gülüm." Dudaklarımı büzüp kollarımı kavuşturdum.
"Eğil sende benim için, ne olmuş?"
Makineyi kapatıp yerine astı. Ardından elini lavabo tezgahına yasladı. "Ben eğilmem, bilmiyor musun?" Cümlesinin aksine sesi eğlenmek ister gibi çıkmıştı. "Boyun uzadığında belki yaparsın."
"Ya insan sevgilisine kısa der mi? Al, istemiyorum yapmayı." diyerek arkama dönüp banyodan çıkmak üzere bir adım attım. Ancak O, hızlı bir hareketle kendine döndürerek ellerimi belimde sabitleyip eğilmişti yüzüme doğru.
"Şakaydı," diyip küçük bir öpücük kondurdu dudaklarıma. "Sinirlenince çeneni havaya kaldırıp konuşman... Her defasında beni benden alıyor."
"Ya," diye mırıldanırken dudaklarım aralık kalmış, ona bakıyordum. Dudaklarını dudaklarıma sürtüp "Hıhım," dedi. Ardından derince öperek geri çekildi.
"Kurut bakalım," derken banyonun ortasına oturdu beni ayakta sarhoş bırakırken.
"Ama üşürsün yerde, bak sonra çocuğumuz olmaz falan." Şakayla karışık ciddi konuşmam üzerine yarım bir gülüş attı.
"Üzgünüm gülüm, benim tek bebeğim var. O da hep sen olacaksın."
Fön makinesine uzanıp aldıktan sonra kısık halde açtım. Ellerim ıslak saçları arasına daldığında gözlerini kapadı.
"Ben hep olayım da, ne bileyim... Küçük bir bebek istemez miydin sende?"
Gözleri kapalı bir süre sustu. Aramızda sadece makinenin sesi vardı.
"Aslında isterdim." dedi bir anda. Saçlarının kuruduğundan emin olarak kapattım. Sessizce ne diyeceğini beklerken devam etti. "Kızım olsun isterdim."
Karşısına çöküp oturdum bende bağdaş kurup. Sözlerine karşılık bir sessizlik verdiğimde bana uzanıp çekiverdi aniden kucağına. Ufak bir çığlık atıp kendimi kolları arasında buldum. Elleri beni sıkıca sararken yüzüme baktı dikkatle.
"Tıpkı sana benzeyen bir kız.
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.