Merih, arkadaşları Arda, Berkan ve Mert'le kampa gittiği gece hayatının değişeceğinden bir haberdi. Ormanda yürüyüşe çıktığında, çalıların arasında bulduğu kadın kendisine sadece 'Beni Korur Musun' diye sormuştu. Merih sorgulamadan, 'Korurum' demişti ve hikaye başlamıştı.
Kadının içinde olduğu bu kabus, herkesin hayatına çökmüştü. İntikamla, kanla harmanlanmış bir yolda birlik olup yürümeye karar verdiklerinde mücadeleleri de başlamıştı.
•••
"Sıkı sıkı tutundum hayata, ellerim parçalandı.
Pes etmedikçe, eksildim, bittim.
Sorguladım da, neden hayatım mahvoldu? Suçum neydi?
Ayaklarıma pranga vurdular, zincirlerini boyadım.
Vücudumda kesikler açtılar, her yaraya bir isim verdim.
Saçlarımı yoldular, tellerini topladım.
Hayata tutunmaya devam ettikçe, ellerimde derman tükendi.
Pes etmedim.
Kaynar sular değdi tenime, suya üfledim.
Taşlar ve sopalar geldi sonra, ardından pis eller...
Pes ettim, hayata tutunmayı da bıraktım.
Bedenen ölmedim, iki göğsümün ortasını parçalayıp ölen ruhumu da azat edemedim..."
•••
'Beni korur musun?'
'Korurum'