80'lerin sonu 90'ların başı, yer New York, mekan drag baloları... Önce biraz drag kültüründen, o ihtişamlı balolarından ve drag queen'lerin dünyasından bahsedelim. Drag queen, eğlence veya moda için genellikle abartılı feminen tavırlar ve toplumsal kadın rolleri benimseyerek kadın kıyafetleri giyen kişi anlamına geliyor. Drag balolarının geçmişi 1920'lere kadar gidiyor; ancak siyahiler, tahmin edebileceğiniz gibi çeşitli ayrımcılıklardan dolayı 1960'larda kendi balo kültürlerini ve ortamlarını yaratıyor. Balolar, kısaca LGBTİ+ bireylerin kendilerini yeniden ve yeniden var edebilecekleri etkinlikler. kitabın ana karakteri Blanca'nın anlatımıyla "Balolar, başka hiçbir yerde kabul görmeyen insanların bir araya geldiği yerlerdir. Dünyanın geri kalanının kutlamaya değer bulmadığı bir hayatın kutlaması anlamına gelir". Balolarda ortamı kızıştıran, heyecanı körükleyen, geceye renk katan bir sunucunun sunuşuyla farklı kategorilerde yarışmalar düzenleniyor, jüri puanlıyor ve kazanan yarışmacılar kupayla ödüllendiriliyor. Ayrıca topluluğun kendi içerisinde 'hane' denilen yapıları var. Bu aileler ya da haneler, farklı olduğu için ailesinin dışladığı, evden attığı, reddettiği çocukların yuvaları ve onlar için en güvenli yerler. Blanca'nın deyişiyle "Hane, kendi seçtiğin aile" anlamına geliyor. Haneler, çocuklarına destek olma, onları koruma, onlara yol gösterme misyonuyla hareket eden bir anne ya da baba tarafından yönetiliyor. Zamanla çocuklar evden ayrılıp kendi hanelerini kurabiliyor. "Aklına bir fikir gelmesi fikri nasıl uygulayacağını bildiğin anlamına gelmez. Fikirler, malzemelerimizdir. Sadece gerçek bir anne onlarla nasıl yemek yapacağını bilir." Elektra Abundance