24 yılık esaret... Gecenin ortasında ansızın uyandım, bu seferin öncekilerinden farklı bir uyanış olduğunu anlamam biraz zaman almıştı. Içten dışa doğru uyuşturan çeyrek asırlık uyku, zamanın bitmek bilmeyen girdaplı akıntısı, sona ermek için bu geceyi seçmişti her nedense. Bilmek ile bilmemek arasında yürüdüğüm uzun ve meşakkatli yol, tam da ona alışmaya başladığımda ansızın sona ermişti. Şu an öyle bir yerdeyimki! Cennetle cehennemi birbirine bağlayan karanlık denizlerde sıkışmış yosunlu duvarlar dört bir yanımı sarmıştı. Gördüğüm tek şey olan led floresan ışığı güneşe dair anılarımı çalıp beni yeşil bir karanlığa mahkum etmişti. Sözcüklere çoktan veda etmiştim bir hazine sandığı gibi içine gömüldüğüm cümlelerin esiri olmuştum. Ruhumun çiğneyerek öğüten bölük pörçük görüntüler yüzünden hem her şey hem de hiçbir şey olmuştum. Bilmem kaç kez ölmüştüm, kurtulmama ne kadar kalmıştı acaba?..