"Doğan abi?"
Kızın gözlerine sorarcasına baktı, yeniden. Hala onun neden burada olduğunu ve neden konuşmak istediğini anlamıyordu. Mahalleye taşındığından beri, ki yaklaşık 3 yıl oluyordu, Zeynep'le toplamda on kez bile konuşmamıştı. Hele başbaşa hiç kalmamışlardı. Üstelik kendi evinde, asla!
Adam yavaşça boynunu sağa ve sola yatırdı. İçinde sıkıntılı bir his vardı. Kızı evinden gönderip hızlıca bu durumdan kurtulmak istiyordu.
"Söyle abicim."
Zeynep ise Doğan'dan çok da farklı hissetmiyordu. Söylemek üzere olduklarını düşünmemeye çalışıyordu, sinir krizi geçirmesine bir adım kaldığını farkındaydı. Bu duruma düşmesine sebep olan kişilerden nefret ediyordu, en çok da kendinden. Yutkundu, normalde çok yapmadığı bir şeyi yapıp gözlerini karşısındaki adamın gözlerine dikti.
"Gülser teyze kız bakıyormuş. Senin için." Sesi şikayet eder gibi çıkmıştı. "Haberin var mıydı?" Kafasını duvarlara vurmak istiyordu. Karşısındaki adamdan da nefret ediyordu. Ne diye şimdi evlenmek istiyordu ki? Daha önce ya da daha sonra evlenebilirdi...Neden şimdi, neden?