"Aki ben sana aşkı sunamam. Ben sana tüm şevkatimi sunarım, tüm varlığımı sunarım gerekirse bedenimi kalbimi sunarım ama aşkı sunamam." afallamıştı "neden tanrıçam?"
İç çektim "aşkı bilmiyorum Aki bilmediğim bir şeyi sana sunamam"
Yutkundu gözlerim adem elmasına takıldı "hiç mi ihtimal yok bana aşık olmana" içim gitmişti sesi öyle acıklı çıktı ki kendimden nefret ettim "bilmiyorum, umarım Akim umarım bizim için bir umut vardır"
Hemen gülümsedi o oldukça nazik ve pozitif bir adamdı yada ben o süreçte öyle sanıyordum "ben sana öğretirim aşkı" gülümsedim kanayan bir gülümsemeydi bu "kanlı ay şahidim olsun Aki tüm kalbimle deneyeceğim seni sevmeyi ama yalvarırım bana öğret, bana aşkı öğret, aşkta lalimdir (aşkta dilsizimdir) söyleyemem, bilemem..."
Nefesim kesildi o güzeller güzeli dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı mırıldandı "ben senin dilin olurum söylerim aşkımızı tanrıçam"
(gerçeklikle bağlantılı değildir)