BENİM HİKAYEM
  • Reads 16
  • Votes 1
  • Parts 1
  • Reads 16
  • Votes 1
  • Parts 1
Ongoing, First published Jan 05, 2015
Bıkmıştım, yine her zamanki olduğu gibi hayattan, insanlardan, kendimden ve her şeyden nefret ediyordum yine. O da hayatımdan gitmişti. Sadece ben kaldım. Bu koskoca şehirde tek başıma çaresizce yaşıyorum. Hayat o kadar anlamsızki bazen gerçekten ölmek istiyorum. Ama mümkün olmuyor kaç kere denedim ölmeyi. Ama ne fayda... Lanet girsinki bu hayat beni bırakmıyor. O kadar zor şeyler yaşadım ki artık kaldıramıyorum insanları kaldıramıyorum yalnızlığı. O kadar çok pes ediyorum ki. Ama pes etmenin bir fayda olmayacağını öğrendim. Küçükken annem hep bana bunu söylerdi 'Sakın ama sakın hayatın boyunca başladığın bir işi yarım bırakma' derdi. Bende bu hayatta olan son işimi tamamlayacağım. O işimde mutlu olmak. Ama olmuyor ne zaman mutlu olmaya çalışsam hep bir şeyler çıkıyor. Kendi mutluluğumu düşünürken yanımdaki insanları kaybediyorum mesela Alvi'yi kaybettiğim gibi. O benim canımdı, kardeşimdi. 15 senemdi. Ailemi kaybettikten sonra o kalmıştı bir tek yanımda herkes gitmişti o kalmıştı. O zaman çok yalnızdım, hala yalnızım. Değişen bir şey yok. Bazen şehirin en güzel yerine çıkarım. Bir binanın en üstüne. Manzara buradan o kadar güzelki. Her gün buraya gelirim. Burada bazen 1 saat otururum bazende bütün gün. Düşünürüm ailemi, Alviyi... Hepsini o kadar çok özlüyorum ki. Sadece hepsinin bir anda gitmesi beni çok üzüyor. Hayatımız o kadar güzelken bir anda her şey yok oldu. Hayatımızdaki o solmayan güneş gitti. Etraf bir anda kapkaranlık oldu. Artık Alvi'ye söz verdiğim son şeyi tamamlayacağım....
All Rights Reserved
Sign up to add BENİM HİKAYEM to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
AMARİS cover
Kara Gül  cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
İMDADIM cover
SARRAF cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover

GECENİN İZİ

34 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....