"bana öyle bakma.."
Nasıl diye sormadım. Çıkamadı dudaklarımdan bu cevabını bildiğim soru. Cevap vermeyeceğimi ve gözlerinin en dibine ruhunu görür gibi bakmaya devam edeceğimi anlamıştı tabiki,
O, her zaman beni anlardı.
"Sen yağmuru çok seversin Râna'm. Neden kendini cezalandırmaya çalışıyorsun? Ne bu kendine olan kızgınlığın? Görmüyor musun kendini gömmekle kalmıyor benim de canımı alıyorsun. Sakın bu asiliğimi sana sanma, ben o içinde ki senin olmayan hisle kavgalıyım. Yoksa senin azabın varsa, senin cehennemine dahi razıdır bu adam"
Acı. Sözlerinde belirgin olan en büyük duygu buydu.
Dudaklarım, gönlümün ve içindeki her duygunun sahibi olan adamın, nefesini kesercesine konuşmaya başlarken, yüzümde artık işine alışmış bir cellatın soğukluğu vardı
"Ben artık ne senin ağızından çıkan sözlere inanırım ne de, daha ne istediğini bilmeyen bir adamın sevdasına" adımlarım yeri sarsacak cinstendi ona doğru ilerledim ve işaret parmağımı onun göğsüne indirdim. Daha canını yakacak şeyleri söylememiştim ama az önce dediğim şeyler sebebiyle, yüzünün aldığı hâl kalbimin içinde şiddetli bir zelzele yaratmıştı. Durmadım.
"Benim adım Vera. Ve ne ben senin Râna'nım, ne de sen benim Eymen'im. Artık herkes olması gereken yere geri dönecek. Yani sen seni bekleyenlerin, bense dönmem gerekenlerin yanına.."
Sanki ben onu beklemiyormuşum gibi kurmuştum cümlelerimi, onu en çok bekleyenin ben olmasına rağmen..
Bu sözleri benden duymak onu hem şok etmiş hemde acıyı kahvelerinde en belirgin tonuyla görmemi sağlamıştı
Artık böyleydi.
Râna, Vera'ya
Eymen, Pusat'a dönmüştü...
**
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Sizden istediğim ana karakter olan kız ile empati kurmanız. Babasına olan düşkünlüğünü anlamanız. Bu kitapta önyargılı abiler yok, karışan bebekler yok. Alışılmış klasik abilerim hikayesi değildir. Dikkat! Bu kitabı okurken neden benim abim yok diye dert yanabilirsiniz :)
"Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzaklaştı. "Benim kızım değil o!" dedi ve üstüme atılmak için hamle yaptı. Fevri bir hareketle geriye kaçarken hemşirelerden biri annemin koluna enjektör sapladı. Sakinleştirici olduğunu tahmin ettiğim sıvı bedenine girdi, hareketleri yavaşça kesilirken hala sayıklıyordu.
"Gerçekleri söyle ona Yılmaz." dedi uykuya dalmadan hemen önce. "Öz ailesini bulsun."
Beni bitirecek kelimeler dudaklarından döküldü. Annem odaya alınırken babam da peşinden gitti. Bedenim titredi, vücudumu soğukluk kapladı. Bir insan narkozluyken asla yalan söyleyemezdi.
Başlangıç: 12 Haziran 2022