"Geliyor ağam geliyor Zamir ağamın arabası geliyor!"diye bağırdı konağın kahyası. Bütün konak neredeyse bugün için hazırlanmıştı. Bir askerlik sevdasıdır diye tutulup gitmişti bu konaktan Zamir Yaman şimdi ise yedi yılın sonunda evine geri dönüyordu. Seneler önce babası asker olmasına karşı çıktı diye terk ettiği evine geri dönüyordu. Bütün konak halkı dışarıya dökülmüş bahçeden içeriye giren arabaya dikkat kesilmişti. Arabanın film kaplı camları yüzünden içerisinde hiç bir şey görünmüyordu. Zamirin annesi ne hayallerle beklemişti oğlunun dönüşünü, köyün en güzel kızıyla evlendirecek ne zamandır beklediği torunlarını alacaktı kucağına. Babası ise oğlunun eve dönmesine askerliği bırakmasına çok sevinmişti oğlunu tekrar aşirete ağalığa döneceğini biliyordu ama bilmedikleri daha önemli bir mesele vardı. Konağın önünde araba durduğunda sürücü koltuğunun kapısı açılmıştı. Zamir Yaman arabadan dışarıya adımını attığı an konakta zılgıt çekilmeye başlanmış şen şakrak hoş geldinler kulaklarda çınlanmıştı ta ki arabanın diğer kapısı açılana kadar. Yan taraftan inen kahverengi saçları dalga dalga olan ve etrafa büyük bir yabancılıkla bakan kıza döndüler. İkisi arabanın önünde yan yana geldiklerinde onun bir arkadaşı olduğunu düşünmek istemişlerdi ama kızın parmağındaki ve Zamirin parmağındaki alyanslar her şeyi açıklıyordu. Daha olayın şokunu atlatamadan arabanın arka kapısı açılmıştı bu kez. Elinde bir oyuncak bebekle arka koltuktan bir kız çocuğu inmişti koşarak Zamirle kadının önünde durduğunda kadının elini tutmuştu. "Artık burada mı yaşayacağız anne?"