Hazel Aylas, henüz 10 yaşında annesi, babası tarafından öldürülmüş.
işte herşey o zaman başlamış.
Hazel 10 yaşında yetimhanenin soğuk duvarlarıyla karşılaşmış. 15 yaşında yetimhaneden kaçmış ve gidecek hiçbiryeri olmadığı için sokağa sığınmış. Hazel i sokak da korumamış ve hiç tanımadığı bir adam tarafından tacize uğramış. İşte o zaman gücünü kaybettiğini sanmış ve hayata gözlerini kapatmış. Ama hayat ona daha fazla işkence çektirmek için ölmesine bile izin vermemiş.
...
Ben Hazel. Soyadımı pek sevmem, çünkü babam la aynı soyadı taşımaktan iğreniyorum. 15 yaşında hayata karşı pes etmişken gözlerimi gene açtım. Tam 15 yaşımda hayata karşı bende savaş açtım ve onunla savaşmaya karar verdim.
Ve şimdi...
23 yaşındayım gene başıma birsürü bela geldi ama bir şekilde yaşadım. Eskiden beni öldürmemek için elinden geleni yapan hayat, şimdi beni öldürmeye çalışıyordu. Ama bu seferde ben pes etmeyecektim. Hem kendim, hem çocukluğum, hemde annem için...
♣️♣️♣️
Babam...
İkimizin üzerine gölgesini düşürmüş bizi izliyordu. "sen üzerinde geçmişi taşıyan bir kızsın, kime dokunsan, sonu bu olacak.
Ölüm..."
ne, nasıl yani?! "seni öldürücem" diyip ayağa kalktım ve ona yumruk attım. Kıpırdamadı bile. "senin gücün bana yetmez, çünkü sana o geçmişi ben verdim ve sen, sana geçmişin izini veren birini öldüremezsin. Ama masum olanları öldürürsün. Sen bir katilsin canım kızım" hayır ben katil değilim. Hayır hayır HAYIR...
♣️♣️♣️
Geçmişin izleri 23 yaşında bir çocuğun hikayesidir...
Abisi'nin evlenmesiyle sonunda istediğini gercekleştirip kendi evine çıkan sibel başına gelecekleri bilseydi abisi'nin evlenmesine rağmen baba parası yemek için çalışmayı bırak ayrı ev bile tutmamasına sevinir miydi? ya "evim evim güzel evim" dediği evin ona yaşatacaklarını bilseydi ne olurdu? artık onun için yapacak birşey yoktu zamanı geriye alamazdı.Zaman onun için ne gösterecekti bilemezdi ama artık geri dönüşü yoktu. ..
Kötü kalpli bir kadın yüzünden lanetlenmişti o bedeni oyuncak bir bebekti ruhu ise yıllardır o evdeydi tek kurtuluşu lanetli bir aşktı ama kim onu sevebilirdi ki sevse onun için zorluklara katlanır mıydı? kimse katlanamazdı ona göre ya öyle değilse ya onun için bütün zorluklara katlanan biri varsa olabilir miydi?
bütün mutluluğumla evimi temizledikten sonra temizlik malzemelerini koymak için koridorun sağ taraftaki küçük odaya gidiyordum ki bir anda boynumdan tutulup duvara hızla yapıştırılmamla kalbim korkuyla çarpmaya başlamıştım karşımda bir ruh vardı elleri boğazıma sarılı gözleri öyle korkutucu bakıyordu ki boğazım sıkılmasa çoktan cığlığımı basmıştım ben ona korkuyla bakarken o bakışlarımı umursamadan konuşmaya başladı.
"o bebekten uzak dur" demişti ne bebeğinden bahsediyordu ben cevap vermek istesem bile elleri boğazımı öyle bir sıkıyordu ki sesim çıkmıyordu o ise bu durumu önemsemeden cümlesini tekrarlayıp ortadan kayboldu
"o bebekten uzak dur"