Ucunu tuttuğu keskin bıçağı titreyen elleriyle yavaşça çekti. İzinsizce, vahşice, acımazsızca aldığı bir hayat orada, öylece ayaklarının dibindeydi. Elindeki bıçak, yavaşça ellerinin arasından bir çöp parçasıymış gibi sıyrıldı, yerle buluştu ve buluştuğu yerde tok bir ses çıkardı. Ellerini yavaşça kaldırdı, gözlerini yavaşça indirdi ve sonunda gözleri ellerine baktı, korkudan tir tir titreyen ellerine. Dişleriyle dudaklarını çekiştirirken dolmuş gözlerinden bir gözyaşı düştü. O düşen gözyaşı, yerde yatan bedenin üzerine usulca bir kan damlası gibi döküldü. Bir adım geriye gitti, hayatından da bir gülümseme eksildi. Bir adım daha geri gitti, hayatından da bir kız eksildi. Bu adımlar, kapıya ulaşana kadar geri geri gitti. Titreyen elleri kapıya tutundu, kapıyı ardına kadar açtı ve açtığı o aralıktan sıyrılıp dışarı çıktı.
Soğuk nefesler eşliğinde merdivenleri koşarak indiğinde kurtulmuştu. Ağlayarak güldü. Ağlayarak haykırmak istedi. Hayır, sadece ağlamak istedi. "Bunu," dedi fısıltıyla. Merdivenler bitti, ayakları yerdeki karla buluştu. "Bunu," dedi bir kez daha nefes nefese ama hem korku hem de hırsla. "Bunu yapmak istemememiştim ki." Kafasını kaldırdı, lapa lapa kar yağıyordu. Bir kar tanesi göz pınarına kondu. Ağlaması şiddetlendi. "İstememiştim." O saniyeler bir bir gözlerinin önünden geçti. "O istedi." Bir anda gözyaşları çekildi, elleriyle gözlerini sertçe sildi ve güldü. "Bunu, ben değil," dedi karanlık bir sesle. "Bunu o istedi." Ağladı, güldü, ağlayarak kahkaha attı. "O istedi, senin bir suçun yok," dedi bir kez daha ve olay yerinden yavaşça uzaklaştı.
****
Bu, bir ölüm için akıtılan ilk ve son yaşlardı.
Çünkü bazı gözyaşları, yerini intikamlara bırakırdı...
"Tatlı dile, güler yüze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca.
Geldiğimden beri bakışları bakışlarımdan ayrılmayan adama gülümsedim nazlı nazlı. Daha sakin ve yumuşak ve sessiz çıkmaya başladı sesim,
"Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Kollarını göğsünde bağlamış, bal gözlerin sahibi bana cürretkar bakışlarla bakmaya devam etti, bir ara dudağının köşesi kıvrılır gibi oldu yanımda oturan insanlar umurunda değildi o kendinden emindi. Geceyi onun kollarında bitireceğimden emindi.
***
Hikaye tamamen kurgudur. Gerçek olay ve kişilerle alakası yoktur.