Bir tren garı mıdır insanları ayıran, yoksa bir tren midir bütün ruhları paramparça eden?
Acısı gerçeklerle bezenmiş, ruhu yorgun genç bir kız, onun her anında yanında olan fedakar arkadaşı ve Fısıltı'lar...
Acılar yıpratıyordu insanları, geçmişler geleceğe meydan okuyordu, gerçekler yeniyordu onları ama bu ruhu kayıp altı gencin kendilerine verdikleri bir söz vardı; Ya bu trenden bir gürültü olarak çıkacaklardı, ya da sonsuza dek bir fısıltıya karışacaklardı.
Bu trende acı vardı, bu trende gerçekler vardı, bu trende ölüm vardı ve bu tren Fısıltı'ların sonu için geliyordu. Maviler yeşillere, yeşiller mavilere karışıyordu ama bu tren mavileri siyah, yeşilleri kahverengi yapmaya geliyordu.
Ama bilmedikleri bir şey vardı; Fısıltı'lar asla vazgeçmezdi. Vazgeçmek onlar için en yıkıcı adımdı ve o altı genç, o trende kaybettikleri kayıp ruhlarını bulmadan ölmeyeceklerdi.