Asya okulda derslerini bitirdikten sonra biraz hava almak için Moda sahiline doğru adımlarını sürdürdü. Yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Cihangir sürekli üstüne gelerek tüm gardını indirmeye çalışıyordu. Açıkçası bunu da beceriyordu. Cihangir çıktığını görüp koşar adımla yetişmeye çalıştı. Ama Asya kulaklığını takıp müziğin ve denizin o güzel kokusuyla keyfini çıkarıyordu. Cihangir arkadan yetişip bağırsa da duymadı. En son arkasından sarılıp adımlarını durduğunda dudaklarından bir çığlık nidası döküldü. "Cihangir ne yapıyorsun?" "Seslendim duymadın güzelim ne yapayım?" "Bana güzelim demeyi keser misin lütfen?" "Vallahi çirkin dersem taş olurum bu güzelliğe ne demeliyim?" "Yine saçmalamaya başladın beni rahat bırak lütfen Cihangir Ertekin!" "Bana sevdiğini söyle bırakayım." "Mahalledeki dedikoducu teyzelere benzedin iyice çekil yolumdan." diyerek hızlıca giderken Cihangir bileğinden tutarak kendine doğru çekti. İkisinin de yüzleri yakındı bir eliyle beline destek verirken bir eli de kızın saç tutamlarına gitti. Adamın gözleri aşkla parlarken kadının kalp ritmi değişti. Yanakları al al oldu. Asya da deli gibi tutkundu ama emin değildi. Asya her şeyi hesaplayıp öyle yoluna devam ederdi. Ama aşk kapıyı çalarak gelmezdi. Daha mahalleye geldiği gün bakışına vurulmuştu. Asya Yılmaz İngilizce öğretmeni olarak Moda lisesine atanıp yıllar önce babasının tayiniyle bıraktıkları İstanbul'a kesin dönüş yaptılar. Sıcak bir mahalle eski dostluklar ve yarım kalan bir beklenti, Asya'nın İstanbul'a dönmesiyle Cihangir'in kalbinde can buldu. Asi bir kadının ve aşkla bakan Cihangir'in hikayesi. İki öğretmen hem aynı okul hem aynı mahallede birbirinden ne kadar kaçabilir? Sıcak bir mahallede tutkulu bir aşk...All Rights Reserved