Yıllardır okulda zorbalık gören bir kız bir gün ansızın gider. Geri geleceği kimsenin aklına düşmez. Akıllarda yer edinen biri değildir zaten. Geri döndüğünde ise hiç bir şeyin bıraktığı gibi olmadığını, taşların yerinin değiştiğini anlamıştır. Fakat değişen tek şeyler taşlar değildir. Değişenin en büyüğü kendisidir. Bıraktığı gibi değildir bir zamanlar esir olduğu kimliğin getirdiklerine artık. Bıraktıklarına da öyle. Kurallar değişmiş, insanlar değişmiştir. Ama en çok o değişmiştir. Felaketin habercisi o. Acıma duygusundan yoksun. İyi biri değil... avunamaz içinde ki azıcık umutla. O böyle olmayı hiç istemedi. Küçük yaşta içine karanlığı kabul etmiş bir kız döndüğünde ne kadar öfkeli olabilir? İntikam uğruna neleri yapabilir? Neleri göze alabilir ya da neleri gözden çıkarabilir? Turna; uzun ömür demek, onlar azrailin elini tutarken bu dünyada gördükleri son gözler onun kırmızısı. Şans, uğur demek, çökec ek karabasan gibi üzerlerine boğacak karanlığına. Mutluluk ve huzur demek, dünyada cehennemi tattıracak. Saflık demek, masum elleri karanlığın kırmızı tonunda en dibi görecek, boğazına kadar. Felaketleri onları bulsun. Felaketleri Ceylin, sonları Turna olsun. Kuş kafeste... kaçma vakti. Felaket sizi bulacak. Kaçın, kaçın... Turna'ya özgürlüğünüzü esir etmeden kaçın. Onun kırmızısı olmamak için arkanıza bakmadan kaçın. Turna kanatlarınızı kırmadan kaçın . Bu hikayede kız iyi ve masum değil. Turna kötülüğe merhametini çok küçük yaşta teslim etmiş bir kız. Bu hikaye masum ve temiz kızın hikayesi değil. Bu hikaye, kırmızının tonuna bulanmış kötü ve gaddar kızın hikayesi. Bu illegal aleme varis olan kızın hikayesi. Karanlığın kırmızısına üç şekilde bular seni Turna. İhanet, yalan ve sır. Kırmızıya bulunmak istemiyorsan bu üç şeyden kaçın. Sen hiç kırm
13 parts