Mei jin yarı Çin yarı da Türk uyruklu kendi halinde tek başına yaşayan genç bir kadındı. On sekiz yaşından beri her gece kabuslar görüyor uyandığında bir türlü hatırlayamıyordu. Bir gece ansızın evine giderken küçük siyah bir kediye iki kişinin saldırdığını görmüştü. Hayvan sevgisi ve insanlara olan nefreti artarken arabasından hızla inip o iki kişinin arkadan enselerinden tutarak kafalarını hızla tokuşturdu. Korkmuş gibi görünen kediyi alıp evine götürürken bu kedinin başına açacaklarından bir haberdi! Aslında siyah küçük bir kedinin görünümüne girip her yüzyıl yaptığı gibi ona yardım edenin bir büyük dileğini geçekleştiren bu üç yüz yaşındaki ejderhanın hesap etmediği bir şey vardı. O da Mei jin'in hiç bir dileğinin olmamasıydı. Altı aydır Mei jin'le aynı evde kalırken ondan Şükriye ismini almak en son bekleyeceği şey bile değildi! Mei jin basit zevkleri olan birisi bile değildi. Tek bildiği destan dizisiydi o da Şükriyenin en çok izlediği dizi o olduğundandı. Bir gece Şükriye tekrardan destan dizisini izlerken, kendisi de kabus dolu uykusundan yeni uyanmıştı. Hiç bir zaman hatırlayamadığı kabuslarını Şükriye sayesinde hatırladığında artık hiç bir şey eskisi gibi değildi. Zira Şükriye onu bir önceki hayatı olan prenses Mei Jin'e geri döndürmüştü. Böylece Gök sarayda Çin'e hizmet eden prenses değil, Çin imparatorluğunu ve Asya kıtasını elde etmeye çalışan bir Çin prensesi oldu. Tabi ki de Şükriyesiz olmaz!Günümüzdeki stajyer doktor Mei jin, eski dönemin prenses Mei jin'i olurken, günümüzde küçük siyah kedi olan Şükriye ise eski dönemin prensesinin siyah jaguarı olmuştu. İsmi hâlâ daha Şükriye olarak kalmıştı orası ayrı... Uyarı; Şükriye ve stajyer Mei jin karakteri haricindeki bütün karakterler Destan dizisine aittir.