Love Theory || MarkHyuck
  • Reads 2,338
  • Votes 213
  • Parts 14
  • Reads 2,338
  • Votes 213
  • Parts 14
Ongoing, First published Feb 24, 2022
//MarkHyuck//

***
Kocaman, sıcacık bir gülümsemeyle yüzüme baktı. Bu kadar sevgi dolu gülümseyen birini daha görmemiş olan bünyem dayanamadı bu haline. Hızlı birkaç adımla tam karşımda durup sol elini yanağıma yasladı. 

"Sanırım sana aşık oluyorum, yavaşça ve derinden. Ne yaptığımı hiç bilmiyorum. Benim bir aşk sözlüğüne ihtiyacım var Haechan, bir teoriye..." 

Hayır, dizlerim şimdi titreyemezdi. Gözlerim doldu. Polen alerjimden dolayı olduğuna inanmak istedim ama kış mevsiminde ölen tüm şu çiçeklerin neresinden polen fışkırmış olabileceğini bilmiyordum.
Eline yasladım yüzümü. Güneş daha da parladı, dudaklarındaki pembelik de öyle. Daha fazla bakmak istedim ona, daha yakından. Ta ki Chenle koca çenesini açıp anı bozana kadar.

"Alo!? Kamera dondu sandım sayenizde! Konuşacak mısın Hyung? Burada her işi ben yapıyorum ama! Yüce İsa aşkına adamın ağzını incelemeyi kesip repliğini söyle!" Bağırdı iki elini daldırdığı saçlarından koca bir tutam koparıp kamerayı agresifçe dondurmadan. Şapkasını yere atmayı da ihmal etmemişti her seferinde olduğu gibi.

"Yah! Aşkın teorisinden söz ediyoruz burda! Biraz adlib yaptım ne olmuş yani! Aşkla bakmak da suç olmuş! Katil gibi mi baksaydım!" Dedim oyuncu kaprisini fazlasıyla ciddiye alarak. Bu sırada sol tarafımızda kalan tahterevalliye hep beraber binmenin zekice bir fikir olduğunu sanan otuzlarına yaklaşmakta olan abilerim ve dostlarım gürültüyle tahterevallinin ortadan ikiye ayrılmasına sebep olduğunda ağzım açık halde kafamı çevirdim.
"Aşkın teorisini bulalım derken götüme tahterevalli girdi ulan! Chenle herifi yok ol gözümün önünden! Biz ne bilelim aşkın teorisini, sözlüğünü, bilmem nesini!?" Onlar ikiye ayrılan tahterevalliden kalkıp hep beraber direktörümüz Chenle'ye saldırmadan hemen önce bağırmıştı abim.

Eh, bizden de ancak bu kadar sanatçı olurdu.
All Rights Reserved
Sign up to add Love Theory || MarkHyuck to your library and receive updates
or
#10jungwoo
Content Guidelines
You may also like
AMED'İN MEZOPOTAMYASI  by mezopotamyali_yazar
49 parts Ongoing
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmıştı. Nefret dolu gözlerle de Evin'in gözlerinin içine bakmıştı. Evin onun düşmanıymışcasına ... Ki Evin, Kazım Ağa'nın düşmanı olmuştu da . Amcaoğlu Armanç kızı Berze'yi kaçırdığı için . Bu da ister istemez Kazım Ağa'nın dahada çok öfkelenmesine neden oluyordu. Evin'e ise bedel ödemek düşüyordu ... Kazım Ağa karşısında olan genç kızın yeğeni olduğunu unutarak ona düşman gözüyle bakıyordu. Saçlarından sürükleye sürükleye ... Evin ise daha fazla dayanamayıp küçük bir kız çocuğu misali sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı . Babası ve abisi saçlarını okşamaya bile kıyamazdı . Peki ya karşısındaki adam ??? O işte tam tersiydi ... Öz be öz dayısı olan Kazım Ağa hiç acımadan Amed sokaklarında saçlarından sürüklüyordu . Zagros konağına götürmek için... Evin'in , Zagros konağına gitmemek için yere düşüp yaralanmalarını umursamadan . Zagros konağının önüne gelmeleriylede Kazım Ağa , Evin'i bir paçavra misali avluya atmıştı. Evin'in bedeni soğuk zeminle buluşurkende yüzüne daha fazla darbe almamak için avuç içlerinden güç almıştı. Gözlerine iki çift siyah kunduranın belirmesiylede Evin yavaşça başını kaldırmıştı . Gördüğü iki çift gözlede utançla başını eğmişti . Amed Zagros... Kazım Ağa onu Amed'in ayaklarının önüne atmıştı. "" Armanç iti Berze'yi kaçırmış !!!"" Dedi Kazım Ağa . "" Berze'ye karşılık Evin !!!"" Dedi nefretle . KİTAP YAYINLAMA=21 TEMMUZ 2023 WATTPAD PLATFORMUNDA YAZILAN AMED'İN MEZOPOTAMYASI ADLI İLK VE TEK KİTAP!!!
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
83 parts Ongoing
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
GECENİN İZİ by hisssizyazar
27 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kocamın Patronu cover
AMED'İN MEZOPOTAMYASI  cover
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK cover
GECENİN İZİ cover
Lavin cover
SARKAÇ cover
Mafya Bey'im/Texting✔️ cover
Kara Gül  cover

Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı

40 parts Ongoing

Geçen yıllar yaşanılan her şeyi unutturur muydu? Akan giden zaman, aradan geçen onca gün birbirini seven iki kişinin içindeki aşkı bitirir miydi? Ya iki taraftan biri mezara girse, hiç kavuşamayacağını bile bile bir insan bir insanı sevmeye, beklemeye devam eder miydi? Aşk gerçekten bütün engelleri aşar mıydı? Asker & Savcı kurgusudur. Kapak ve içerik şahsıma aittir.