"Unutma," dediğim esnada dudağımın bir köşesi sinsice yukarı kıvrıldı. "Cinayet mahalline adım attığın anda geriye iki seçenek kalır. Ya katilsindir ya da maktul."
"Ya her ikisi birdensem?" Bakışlarımı karşımda duran mezar taşına çevirdim. Ciğerlerime dolan kasvet dolu nefes, göğüs kafesime sarılmış çiçeklerden birini daha soldurdu.
Artık soluduğum hava dahi ölüm kokuyordu.
"O hâlde senin bedenin değil, ruhun toprak olmuştur ve ne yazıktır ki," dedim acır gibi dudaklarımı büzerek. "Kelepçeleri takabileceğim bir kalbin bile yoktur..."
---
"Nasıl ki her katilin eline kelepçe takılamıyorsa, demir parmaklıkların ardındaki her kelepçeli de elinde kan taşımıyordu aslında..."
---
"O Asena Koran, pes etmek onun sözlüğünde yer dahi almıyor."
"Çünkü onu böyle yetiştirdin," dedi bakışları ağır ağır üzerimde gezinirken.
Başımı dikleştirdim ve ona döndüm. Dudaklarımda gururlu bir gülümsemeyle, "Evet," dedim. "Çünkü onu böyle yetiştirdim..."
***
Arkamda kalmış geçmişim madem geçmişti, o zaman sürekli zihnime uğrayan hatıralar da neyin nesiydi?
Sosyalfobisi olan genç bir kız ve fazlası ile sosyal olan iki gencin aşk hikayesi.
Gözde Güler. Sosyalfobi hastası genç bir kızdır. Fazlası ile sosyal ve popüler olan Kaya'ya aşık olur ama hastalığı yüzünden ona yaklaşamaz çünkü Kaya, kalabalık ve gürültülü yerleri sever.
Sevdiğikleri için kendi hayatlarını bir kenara bırakmak isterler ama ikisininde hayatı buna izin vermez.
"Biz birbirimiz için savaşacağız"