Bir Ada sözü der ki: “Sakın ama sakın hesabı kapatmadan bir
yerden, bir kişiden ayrılmayın. Gideceğiniz zaman alınanlar, verilenler,
alınacaklar, verilecekler hesaplansın, yerli yerine konsun. Arkanızda
bıraktığınız kapanmamış hesaplar, restoranlardaki gibi bulaşık yıkatır sonra
size.” Ada Hoca bu sözü söyledikten sonra gülerdi. İşte Atalay, Ayça, Betül,
Cenk, Mustafa ve Elif’in ortak yönü ‘kapanmamış hesaplardı’. Hepsinin öyle
ya da böyle kendileriyle, sevdikleriyle ve ya başkalarıyla bir hesabı vardı,
eşittir işaretinden sonrası boş, ödenmemiş, ödenmek için en can alıcı anı
bekleyen. Tüm hesaplar kapatılıp, alacak verecek kalmadığında onlar da
gülebilecekler miydi?
Kim bilir?
Kısmet.
Toprakla başlayan kan davası. Ve kan davasını bitiren bir hata.
Kalbe sıkılan kurşun; kanından bile tiksindiği bir adamın kucağına düşürdü.
Hatayla başladı, acı çektirme amacına döndü.
Yalanlar söylendi, hesaplar kapandı.
Sonunda mağlup olan düşmanlık, kazanan aşk oldu.
Hırsıyla bilinen bir adam Mirhan Mirza Hükümsüz. Bölgede oyun kurucu rolüne geçmek için gece gündüz durmadan çalışan bir adamın ta kendisi.
Güzelliğiyle şehre nam salan Dilem Yıkılmaz. O hiç bir şeyi unutmaz! Onun tek unutmak istediği annesinin öldüğü günün doğum günü olduğu gerçeği.
Ve onları bir araya getiren rastlandı değil, kaderin ta kendisi!
+18 unsurlar içermektedir!