Bir Ada sözü der ki: “Sakın ama sakın hesabı kapatmadan bir
yerden, bir kişiden ayrılmayın. Gideceğiniz zaman alınanlar, verilenler,
alınacaklar, verilecekler hesaplansın, yerli yerine konsun. Arkanızda
bıraktığınız kapanmamış hesaplar, restoranlardaki gibi bulaşık yıkatır sonra
size.” Ada Hoca bu sözü söyledikten sonra gülerdi. İşte Atalay, Ayça, Betül,
Cenk, Mustafa ve Elif’in ortak yönü ‘kapanmamış hesaplardı’. Hepsinin öyle
ya da böyle kendileriyle, sevdikleriyle ve ya başkalarıyla bir hesabı vardı,
eşittir işaretinden sonrası boş, ödenmemiş, ödenmek için en can alıcı anı
bekleyen. Tüm hesaplar kapatılıp, alacak verecek kalmadığında onlar da
gülebilecekler miydi?
Kim bilir?
Kısmet.
Mirhan ağa kaşlarını kaldırarak karısının saçını okşayarak kulak arkasına aldı. Karısının öpmekten şişen dudaklarına alayla sırıtıp burnunu çenesinin hizasından boynuna getirdi, karısını soludu uzun uzun. Ve dudaklarını pürüzsüz boyna bastırdığında altındaki karısı gerilmişti.
"Benden başka kimse kokunu soluyamaz !" dedi Mirhan ağa keskin çıkan sesiyle, genç kadın altında yaprak gibi titriyordu. Karısının bağımlısı olduğu kokusunu solumayı bırakıp dudaklarını dudaklarına bastırdı.
"Benden başka kimse seni öpemez!"
Karısının üstünde yükselerek, zarif parmaklarını kendi kalbine bastırdı. "Ve benden başka kimse sevemez seni kadın!"
Kadın gülümsedi onun sevdiği uysallığına devam etti. Adam karısına hayran hayran bakarken alnını alnına yasladı sakince.
*
+18 sahneler ve rahatsız edebilecek ögeler içermektedir.
Aşiret Birliği Serisi "1"
*