Bir Ada sözü der ki: “Sakın ama sakın hesabı kapatmadan bir
yerden, bir kişiden ayrılmayın. Gideceğiniz zaman alınanlar, verilenler,
alınacaklar, verilecekler hesaplansın, yerli yerine konsun. Arkanızda
bıraktığınız kapanmamış hesaplar, restoranlardaki gibi bulaşık yıkatır sonra
size.” Ada Hoca bu sözü söyledikten sonra gülerdi. İşte Atalay, Ayça, Betül,
Cenk, Mustafa ve Elif’in ortak yönü ‘kapanmamış hesaplardı’. Hepsinin öyle
ya da böyle kendileriyle, sevdikleriyle ve ya başkalarıyla bir hesabı vardı,
eşittir işaretinden sonrası boş, ödenmemiş, ödenmek için en can alıcı anı
bekleyen. Tüm hesaplar kapatılıp, alacak verecek kalmadığında onlar da
gülebilecekler miydi?
Kim bilir?
Kısmet.
Boşandıktan 2 ay sonra hamile olduğunu öğrenen kadın.
Kocası geçirdiği kaza sonrası bilinmeyen bir sebepten ötürü boşanmak ister. Kadın dil dökse de boşanmak zorunda kalır. Boşandıktan sonra birden hamile olduğunu öğrenen kadın kocasına ulaşmaya çalışır ama kocası yer yarıldı da içine girmiş gibiydi. Yok olmuştu bir anda.
Tabi görümcesinin düğünü çok yakındaydı. Kadın oraya canlı bir şekilde gidip her şeyi canlı bir şekilde gösterecekti.