Avusturya ve Macaristan sınırı arasında başlayan bu uzun yolculuk Balkan ülkelerine dek devam edecek, oradan da Danimarka'ya uzanacaktı. Bu uzun yolda birçok insanla tanışılacak ve dostluklar kurulacaktı. Bizim hikayemiz doğa üstü olaylar barındırmadığı gibi okuyucuya süper kahramanların olduğu bir hikaye de vaat etmiyor.
Bay Nemeth'in hikayesi sıradan bir hikaye olup onun hayata olan sevgisi, insanlara karşı olan aptallık seviyesindeki saygısı ve saflığı temel esas alınmıştır. Bay Nemeth gerçek bir karakter olup uzunca bir dönem de yanımda yaşamıştır. Şimdiki hayat standartları bilinmemekle birlikte hayatta olup olmadığını kanıtlayan herhangi bir belge bulunmamaktadır
Ekim ayı sert geçer balkanlarda. Soğuk hava insanın en büyük dostudur gurbette zira asla yalnız bırakmaz insanı. İnsan yalnız kalınca anlıyor hayatın zorluğunu. Ekim ayı öyle soğuk ve kuru bir aydı. Kısa geçmişte tanıştırıldığımız birçok insandan irtibat kopartılmış, yalnızlığa itilmiştik. Kaderine mahkum edilmiş bir soğuk, kuru Ekim ayı. Yalnızca arkadaş güruhu değil tabii ki sorun yaşanılan, ailesel sorunlar da can sıkıntısı. Arkadaş kelimesi ne kadar büyük bir kelime. İnsana güven veren bir kelime. Arkadaş ve kalleş kelimeleri ne kadar tezat olsa da günümüzde ne yazık ki birbirini tamamlayan kelimeler.
Laslo Tash Nemeth bir soğuk Ekim gününde tanışma onuruna eriştiğim, yoksul bir adamdı. Kel kafası çok sıkıntılı bir hayatı olduğunun ispatıydı. Henüz 28 yaşında idi. Uzun bir suratı vardı, kahverengi küçük gözleri devamlı gülümserdi. Çok kibar ve naif birisi olduğu o geniş, kırışık olmayan alnında yazılı gibiydi.
Boyu 1.80 civarındaydı, çok yakışıklı olmamakla birlikte o Avrupalılara has beyaz ten özelliği Laslo'da da vardı.
Laslo ilk günden Alman disiplinine sahip olduğunu kanıtlarcasına evdeki temizliği yaptı, bulaşıkları yıkadı. Ben de ona ödül olarak bir akşam çayı(İngiliz Çayı) hazırladım. Hep beraber içtik ve koyu bir sohbete başladık...
"Aranızdan biri benim için çok önemli." Şarkı biter bitmez söylediği şey sabırsızca yerimde kıpırdanmama sebep oldu. Gözleri direkt olarak benim üzerime düştüğünde çevremdeki hayranlarının telefonlarını çıkarıp beni çekmeye başladıklarını hissedebiliyordum. "Sadece Otuz Beş değil tüm albümlerim onun sayesinde, ona yazıldı." İstemsizce tebessüm ettim. Tebessümümü gördüğü an o da kocaman gülümsedi. "İyi ki benimlesin birtanem. Nice senelerimiz olsun."
O an kendime bir söz verdim.
Ne olursa olsun bu adamı bırakmayacaktım.