"Şu karşıda gördüğün dağlar var ya," dediğinde, bana öyle geliyordu ki, gözleri kastetmiş olduğu dağların üzerinde dalıp gitmiş gibiydi. "İşte o dağların her yanı benim gönlümün bir parçası." Sessiz kaldı. "Hasretim, kederim, yıkılan güvenim." Dalıp gittiğini düşündüğüm gözleri usulca bana doğru döndü. "O dağların her bir karış toprağı yitirdiğim yuvamın özlemi gibi. Yıllaryılı kilit vurduğum gönlüm vuslata ermek için öylesine hasret ki, özlemi kavuruyor yüreğimi." Kara gözlerini, duymuş olduğum sözler karşısında donup kalan kara gözlerime öyle bir acıyla dikerek baktı ki, adeta nefesim kesilmişti.
"Öldürür diyorum yaşatıyor," dedi. "Hançer vurur diyorum. Koca cihan yapma diye haykırıyor sanki, ama yüreğimin gürültüsünü bastırmaya yetmiyor Sibel." Kömür karası gözleri, içten içe titreyen gözlerime tüm samimiyetini akıtırcasına bakarken, aramızda ki mesafeyi yavaş yavaş kapattı. "Öldürsün diyorum," dedi. "Saplanan hançer varsın onun elinde olsun ne yapayım." Bir parça sessiz kaldı lakin, "Şerefim üzerine yemin ederim ki vatanımdan sonra seni koydum ben sıraya," demesiyle, kara gözlerinde sözlerine karşılık sarsılmaz bir inanç vardı. "Bundan böyle bu can bu bedenden çıkmadan bu aşka çıkış yok Sibel. Bundan böyle senden öte bir dünya yok bana. Senin aşkın bedel ödemekmiş, bunu anladım. Ama ben o bedeli ödemeye hazırım."
Duymuş olduğum sözlerin karşılığında aciz kalbim yerine sığmaz olmuştu. Fakat mutlu olmasından ziyade yaşayacak olduğu zorlukların korkusu gümbür gümbür, "Geliyorum," dercesine haykırıyordu. Fakat herşeye rağmen kollarını bana sıkıca saran adama karşı farkında olmadan gardımı indirsemde, bir çok şey için geç kalmış olmamı fark etmem asla uzun sürmedi...
Dillere destan olan bir aşkın; destansı hikâyesi...
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur..
........................................ ~ZS~.......................................
"Kına yakmak kendini adamaktır. Bir gelin ve damatlara yakarlar; kendilerini birbirlerine adasınlar diye. Bir de kurbanlıklara yakarlar; kendilerini Allah'a adasınlar diye. Bir de askerlere yakarlar; kendilerini vatana adasınlar diye."
Asena, babasının ısrarı ile gittiği yemin töreninde, kalabalığın içinde parlayan üniformalar arasında sadece bal gözleriyle baktığı askeri gördü. O an, etrafındaki her şey silinip gitti; zaman durdu ve kalbi hızla çarpmaya başladı. Aşık olduğu askerin, Binbaşı Özçelik olduğunu ve yeni rütbesi ile birlikte Gölge Timini'nin başına geçtiğini öğrenince, heyecanı bir kat daha arttı. Özçelik'in duruşundaki kararlılık ve cesaret, Asena'nın içini ısıtan bir ateş gibi yayıldı.
Her detayıyla etkileyici olan bu tören, Asena'nın ruhunda bir iz bıraktı. Gözleri, binlerce kişinin arasında sadece o askerde odaklandı; etrafındaki gürültü, kalabalık ve meraklı bakışlar yok oldu. İçindeki aşk, geleneklerin ötesinde bir bağlılık hissettiriyordu. Özçelik'in gözlerinde, savaşın, fedakarlığın ağır yükünü taşıyan bir derinlik vardı ama Asenayı asıl etkileyen o bal gözler arkasındaki kapalı kapılardı ; Asena, bu kapıları açmak ve onunla birlikte bu yolda yürümeyi istediğini fark etti..
..... 🇹🇷....
Al eline bir kibrit yak, sen sigara dumanını izle, ben seni."
"Sen al eline bir kibrit yak, imkansızlığımızın ateşini
................................... ~ZS~.................................
~BİR KİBRİT YAK adında wattpad de bulunan ilk ve tek kitaptır ~