"Doktor bey, ne olur yardım edin. Bu hafta beşinci kez oldu. Onu kaybedeceğim diye ödüm kopuyor."
***
"Anne, bak. Bir mektup daha... Bana göndermiş, benim için bu. Değil mi?"
"Kızım, saçmalama, o mektubu sen yazdın. O öldü, anla artık."
"Hayır!!! Onu ben öldürmedim... Ben yapmadım. Suçsuzum ben. Anne, inan bana onu ben öldürmedim... Onu seviyorum... Ben onu öldürmem ki..."
"Kızım, tamam, sakin ol yavrum... Biliyorum sen yapmadın. Lütfen sakin ol..."
***
"Ölüm kelimesi kızınız için çok farklı bir hâl almış anlaşılan. Her seferinde onu itham ettiğinizi, erkek arkadaşının ölümünde onu suçladığınızı düşünüyor. Aslında ise bu tamamen onun bilinçaltı ile ilgili. Kendisini suçlu buluyor. Onu kurtaramadığını veya bir şekilde ölümüne sebep olduğunu sanıyor."
***
'Sevgili günlük. Bu gün, son kez sana sır vereceğim. Çünkü onun yanına gitmek istiyorum. Onu çok özlüyorum. Yine rüyama geldi. Beni çağırdı; "Zümrüt, gel benimle, burası çok güzel." dedi... Onu daha fazla bekletemem. Zaten 8 aydır yok. onsuz yaşayamıyorum. Etrafımdakiler beni anlamıyor. Hepsi onu benim öldürdüğümü söylüyor. Bu ithamlardan kurtulmanın tek yolu, onun yanına gitmek. Yakınlarda çok güzel bir deniz var. Üzerinde de kocaman bir tepe. Denizin rengi neye benziyor biliyor musun günlük, onun gözlerine. Gözlerini ne kadar özlediğimi anlatamam günlük. Bu yüzden ona gidiyorum. Bu benim için daha iyi. Sırlarımı iyi koru..."
"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar."
-
Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik.
Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik.
Birbirimizi yitirdik.
Kendimizi bitirdik.
Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz.
Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz.
Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim,
bu yüzden onu sevmek-
Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...