"İyide biz küçüğüz ki" Kaşlarım çatık bakıyordum. "Sen küçüksün. Ben değil." Dudaklarımı büzüp karşı çıktım. "Amma abarttın he! İki yaş var aramızda." "O zaman sende küçük değilsin." "Bilmem." "Bişeyi de bil be kızım!" Bana arkasını döndü. Adım adım uzaklaşıyor. Bisey yapmam gerek. "Kara prens!" Bağırdım. Bana döndü. "Gel." Dedi. Zor duydum. Gel demiştir değil mi? Koşmaya başladım. Ona yetişince koluna dokundum. "Kara prens, hani hep yanımda olacaktın." Gözleri tekrar gözlerimi buldu. Normalde gözlerime böyle derin bakması hoşuma giderdi. Bu sefer canımı yaktı. "Neden öyle bakıyorsun?" Tekrar arkasını döndü. Bu beni sinirlendirmişti. Koluna vurdum." Bişey söyle!" Bana döndü. Kolumu tuttu. İlk defa bana böyle davranıyordu. "Benimle oyun mu oynuyorsun?! Hem seni sevemem küçüğüz diyorsun hem peşimden geliyorsun!" Ben seviyordum. Sadece korkuyordum. Devam etti. "Sevmiyorsan öyle bakma!" Kaşlarımı çattım. Kolumu bıraktı. Uzaklaştı. "Sana prensim diyorum, anlamıyorsun." Dedim. Duymadı ki. Duysun istemiştimAll Rights Reserved