Aydın ve Süreyya aynı sitede oturan,kendilerini bildi bileli birbirlerini tanıyan iki çocukluk arkadaşı,aslında hiç açıkça söylenmemiş sözlerle arkadaştan daha farklısıdırlar.Lise sınavından sonra cozutan bu ikliyi lisenin ilk yılında sınıfta kalmaktan kurtaran Emre'nin de aralarına katılmasıyla ayrılmaz ikili ayrılmaz üçlüye dönüşür.Karmaşık ilişkilere,hayatlara ve oldukça derin duygu dünyalarına sahip olan üç kişilik ekip birbirlerine her daim destek olarak ömür denen yolda omuz omuza yürürken Aydın'ın iki sene üst üste mezuna kaldıktan sonra nihayet üçüncü senesinde İstanbul'da diş hekimliği kazanmasıyla işler değişir.Ankara'dan şehir dışında okumaya giden her diğer öğrenci gibi ayrılan Aydın oldukça neşeli ve umut doludur.Eczacılık öğrencileri Emre ve Süreyya'ya dönünce kendi muayenehanesinden çıkan hastaların ilaç almak için onların eczanesine gideceğini dolayısıyla hep beraber çalışacaklarını,bunun zaten bir ayrılık olmadığını,onları sık sık arayacağını,her fırsatta buluşacaklarını anlatır.Hatta neredeyse Süreyya ile birbirlerine açılırlar ve üçünün de gelecekten beklentileri tavan yapar.Aydın'ın bu dediklerinin hiçbirinin gerçekleşmeyeceği,o daha İstanbul'a adım atmadan imkansız olup kendisinin sırra kadem basacağı ise en yakınları dahil kimsenin aklının ucundan dahi geçmemiştir.Kendisinin ortadan kaybolduğu süre zarfında hayatının kadını ile tanışan Emre'nin nişanlanacağını bir şekilde öğrenen Aydın beş yıl sonra Ankara'ya vadettiği gibi yeni mezun bir diş hekimi olarak değil başına gelmeyen kalmamış ve tabiri caizse diş hekimi hariç her şey olmuş olarak döner.Doğup büyüdüğü sokaklardan tekrar geçmeyi her şeyden,herkesten önce Emre ve Süreyya için göze almıştır ve beş yıllık firari hayatında yaşadıkları,o hayattan getirdikleri yine herkesten önce onları kuşatacaktAll Rights Reserved