Ruhumda umudun izi uçup giderken, yerini meyusun sessizliğine bırakmıştı...
O odada yaşadığım sürece, umudum her daim yanımdaydı, beni yağan karın altında bile yalnız bırakmamıştı. Yoğun rutubet kokulu, soğuktan uyuşmuş bedenim ve kar taneleri hariç bomboş odada ümit etmekten başka yapacağım bir şey olmadığını biliyordum. Zorlukla da olsa soğuktan uyuşmuş bedenimi hareket ettirerek elimi havaya kaldırdım, kar tanelerinin avucumun içine düşmesine müsaade ettim. İsmimin anlamını taşıyan kristaller zemine düşüp eriyordu. Ben de bir kar tanesiydim, anında olmasa da zamanla yok oluyordum. Ruhumu ele geçiren umuda kelepçe vurmuş, uçup gitmesini engelliyordum. Fakat umut; beni o odada bir başıma bırakarak terk ettiği gün gölgesi bile yanıma uğramadı. Ruhum ve umudum arasında olan sıkı bağ, o gün koptu...
"Demek telefon görüşmesi yapmak için her şeyi yaparsın öyle mi?"
Başımı Hızla yukarı aşağı sallayıp
"Yaparım"
"O zaman cehennemine hoşgeldin küçüğüm"
Benden en fazla ne isteyebilirdi ki?
Telefona ihtiyacım vardı hemde en kısa sürede
Bir telefon görüşmesi için her şeyi yapacaksın deseler hayatta inanmazdım
Demek ki büyük konuşmamak gerekiyormuş
hikaye adı üstünde sert olacak sonra tecavüz falan diyen burdan sonrasını okumasın yoksa engeli basarım
Hikaye (BxB) olacak ve kapalı cezaevinde geçecek
Gerçek kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur