"Hani hep diyordun ya bana can borcun var diye." "Şimdi ödüyorum borcumu." Telefonu tutan elim öyle çok titriyoduki, telefon elimden kayıp düşmek üzereydi. Ama elimin titremesi korkudan değildi.Onu bir daha görememek korkutuyodu beni. Elimin tersiyle gözlerimden akan yaşları sildim. Gözlerim yaşlardan buğulandığı için önümde silah tutan adamı bile zar zor görüyodum. "Evrim ne diyosun. Anlamıyorum." Onun sesini duymak beni o kadar güvende hissetiriyodu ki. Tüm gün boyunca onu dinleyebilirdim. "Kaan fazla zamanım yok. Belkide bi daha seni göremicem ama bilmeni istediğim birşey var." "Evrim, güzelim. Şimdi bana nerede olduğunu söyle bende seni almaya geliyim. Olurmu bi tanem." Gözlerimi sıkıca kapayıp yutkundum. telefondan araba sesi geliyodu. Kaan beni almaya gelicekti. Ama bilmiyoduki ben onun beni asla alamayacağı bir yere gidicektim. Gözlerimi elimle silerek karşımdaki adama baktım. Adam boşta olan elini silah tutan elinin bileğine işaret parmağıyla vurarak süren bitmek üzere diyodu. Hızlıca kendimi toparladım son cümlelerimi tüm kalbimle söylemeye hazırlandım. "Kaan seni seviyorum!...Seni deliler gibi seviyorum Kaan!!." Son cümlelerimi bağırarak söyledikten sonra bir patlama sesi yükseldi. Telefon elimden kayıp düşerken son duyduğum ses sevdiğim adama aitti. "Hayır...EVRİM!!."All Rights Reserved