Sevgili dostlarım, sizlere dünyanın en efsanevi aşk hikayesini vadetmiyorum.
Tüm kurgusal dünyaların içindeki en efsanevi karakter olduğumu da iddia etmiyorum. Bendeniz bir garip Arif. Süper havalı bir işim yok. Acayip bir zekam yok. Bir bakışımla sizlerin yüreğini titretecek karizmaya da sahip değilim. Sahip olmadığım tüm bu şeylerle beraber, birgün bir kadın tanıdım.
Ve inanır mısınız, o kadın sahip olmadığım her şeye sahipti. Süper havalı bir işi, acayip bir zekası, bir bakışıyla yüreğimi titretecek güzelliği vardı.
Tek derdim bahçemdeki karanfillere musallat olan hain kaplumbağa iken bu kadın benim sıradan hayatıma paldır küldür girdi.
Sevgili dostlarım, sizlere dünyanın en efsanevi aşk hikayesini vadetmiyorum. Ben sadece bahçeme musallat olan kaplumbağayla dost olan kadını anlatacağım.
Hayata dair hatırladığım ilk andaydım.
Yine aynı evin bahçesinde eli yüzü toprak içinde kalmış ben ve karşımda onun ne kadar zaman geçerse geçsin çözemeyeceğim bakışları.
"Dönmüşsün."
İki yıl sonra karşımda onu böyle görmek her şey tamamlandı hissi vermişti.
Ya da her şey asıl şimdi yarımdı ve yeni başlıyordu.
"Döndüm."