"Komutanım, roketatar ile saldıracaklar. Mühimmatımız çok az kaldı." "Dayanmaya devam Sefa!" dedim bağırarak, telsiz kulaklığın kumandasına basıp. "Emredersiniz komutanım!" Ardına saklandığım kayalığa sırtımı yaslayıp hücum yeleğimden son şarjörümü çıkardım. Onu takarken telsiz kumandasına bastım. "Kaç şarjörün kaldı?" "Son komutanım." Dayanmamız gerekiyordu. Şehit olacaksakta cephede savaşırken şehit olurduk, o şerefsizlerin ellerine geçtikten sonra değil. Arkamı dönüp ateş ederken kulağıma dolan ses ile gülümsedim. "Komutanım geliyorlar! Çakır komutanım ile timin geri kalanı geliyor!" Ateş etmeye devam ederken helikopterin sesi gittikçe daha yakınlaşmıştı. Kayalığa yaslanırken helikoptere çevirdim gözlerimi. Kapısı ağırca çekilerek açıldıktan sonra atlayarak indi, beklediğim o kişi. Yüzünün yarısını kaplayan kamuflaj boyunluğunun gizleyemediği o kehribar gözleri ile göz göze gelmiştim. Yüzümde silik bir gülüş belirdi. Gelmişlerdi, Bırakmamışlardı bizi burada. Yüzbaşı Çakır Demiralp ne yapıp edip tim ile buraya gelmişti. Bizi arkalarında bırakmamışlardı. copyright © 2022 tüm hakları saklıdır. Kapak tasarımı; Gülnür-E
4 parts