"Sakın benim damarıma basma, Kumru Duman." dedi ikaz dolu bir tınıyla. "Ben ne o ağır abi Korhan'a, ne de o çakma delikanlı Kaan'a benzerim... Benim ayarlarımla sakın oynama!"
Nefesini yüzümde hissederken dudaklarından dökülen cümleleriyle birlikte çenemdeki elinin baskısını arttırdı. Ağzım acımaya başladığında dizimi sertçe kasıklarına geçirdim. Yüzünü buruşturup geriye çekilirken, "Sen de beni sakın peşinde pervane olan o çıtkırıldım kızlara benzetme, Koray Karadağ!" dedim gür bir sesle. "Ve bir daha sakın o pis ellerini bana sürme, aksi takdirde bir dahaki sefere kasıklarınla yetinmem!"
"Bunun hesabını bana illaki bir gün vereceksin," dedi dişlerinin arasından. "Ama o gün bugün olmayacak Kumru. Sana istediğini vermeyeceğim!"
Öfkeyle nefesini dışarı vererek sertçe kapı koluna asıldı ve kendini koridora attı. Açtığı kapıyı geri kapatma zahmetinde bile bulunmadığında, "Hanzo!" diye bağırdım arkasından.
Yanlız bir adam düşünün. İşkolik, kaba, sert, iri yarı. Öyle ki insanlar onun gözlerine bakmaya korkarken bir anda hayatına giren minicik bir bedenin bu adamı bir kediye dönüştüreceğini kim bilebirdi ki?
○○○○○○○○○○○○○○○
Kucağındaki minik kızına baktı içine dolan sevgiyle.
"Babasının güneşi, güzeli. İyiki geldin babam. İyki girdin hayatıma. Mis kokulum.."
○○○○○○○○○○○○○○○