Cora'ya bir şans verildi. Hiç sevilmemiş olan birine, hiç sevmemiş olan birinden hediye gelmesi gibiydi. İkisi de çaba göstermesi gerektiğini anlayamadı. Bu merhametli his olmasaydı, ikisi farkına varamadan yaşlanacak ve bir zaman sonra genç hâllerini başkalarında, özlerini ise aynalarda, geri gelmeyecek, hapsolmuş bir zamana bakar gibi, çaresizce izleyeceklerdi.
Ne mutlu ki bir volkan, onlar adına var oldu.
Bütün bir evren, onun olmasına rağmen, aşklarını kendi geçmişine benzetti ve o nefes aldığı sürece, var olmalarına izin verdi.
Geçmiş geleceğe benzedi.
Gelecek ise geçmişe.
Cora ise ait olmadığı bir evde, ait olmadığı bir evrende, sahip oldu, zaten onun olan tek bir kalbe.
P
Sevgiyle
Buraya bak cılız okur. Senin geçirdiğin tüm o uykusuz geceler gibi yüzyıllar geçiren Carryhall Lisesi öğrencilerine bak. Bak ve elindeki loş telefon ışığıyla korunmaya çalıştığın gecelerin bu muhteşem yaratığını gör. Bana bak. Ben insan hayatlarını yazdım ve mürekkep olarak kan kullandım. Bana bak ve geceleri güvende olduğuna dair tüm ümitlerini kes!
"Zehir vücudumda yayılırken, okulun ilk günü Leia'nın bana '' Senin başlayacağın okulda hayaletler gezip öğrencileri öldürüyormuş. Ya sana bir şey olursa?'' dediği an aklıma geldi. Artık hayaletlere inanıyordum..."