BEŞ REHİNE
  • Reads 22
  • Votes 4
  • Parts 2
  • Reads 22
  • Votes 4
  • Parts 2
Ongoing, First published Mar 29, 2022
Mature
"Hayır ben kilitlemedim."
 "Sana neden inanalım?"  
"Bilmem, size kalmış." Dedim ve sahnenin duvarına yaslanıp oturdum. Bana dik dik baktıklarında kafamı salladım "Ne var?" Cevap gelmeyince konuşmaya devam ettim "Bence sizde oturun, belli ki daha buradayız, yorulmayın şimdiden" "Belli ki daha buradayız mı? Ne diyorsun sen?!" Sakin ol şampiyon, sadece bir varsayımdı, aslında değildi. "Ne demek daha buradayız? Kapı sıkışmıştır, eminin birazdan yetkililer gelecektir." Bu cümlede gülebileceğim çok şey vardı. "Kapı sıkışmıştır öyle mi? Tamam bu cidden komikmiş." Dedim çantamdan çıkardığım yeşil elmayı yerken. "Pardon da nesi komik bunun? Aklına daha mantıklı bir fikir geliyor mu?" Saçları hafif küt olan kız bunu söylediğinde kafamı kaldırıp düşünüyormuş gibi yaptım "Bir düşünsenize, daha dakikalar önce açabildiğim kapı açılmıyor, kapının şimdi mi sıkışası tuttu? Ayrıca buraya isimsiz bir davetle geldim, tuzağa düştüm, büyük ihtimalle şu an rehin alındık"
All Rights Reserved
Sign up to add BEŞ REHİNE to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SİYAHİR  by ben1deniz
14 parts Ongoing
Havanın sıcaklığı, çölün ortasında bir yangına dönüşmüştü. Kumlar, güneşin altında daha da sertleşiyor, her adımda bacaklarınıza yükleniyordu. Sırtındaki çanta, sanki her saniye biraz daha ağırlaşıyor, ama o hiç durmaz, yürümeye devam ediyordu. Adımlarını atarken, gözleri sadece ileriyi görüyordu. Burası, askerlerin kaybettikleri her şeyin, her umudun olduğu yerdi. Zorluğun başladığı, ancak vücutlarının ona alışmasıyla bir şekilde unutmaya çalıştığı yerdi. Burası, zihninin sınırlarını zorladığı, karanlık düşüncelerle baş başa kaldığı yerdir. Saatler geçtikçe, ayaklarındaki acı, aslında daha fazlasını hissettirmeye başlar. Bir müddet sonra, fiziksel sınırların ötesine geçer ve zihin buna ayak uydurur. İlk başta kaslarınız bağırırken, sonradan sadece bir donukluk kalır. Vücudun ne kadar yorulursa yorulsun, komutanın emri, görevdeki sorumluluğun baskısı, bir adım daha atmanı sağlar. Çünkü geri dönemezsin. Bir çığlık duymamak, bir yudum su içmeden yol almak... Bu, tüm askerin yaşadığı mücadeleydi. Kendini bir çukurun dibinde hissettiğin zaman, etrafındaki dünyayı duyamazsın. O kadar yalnızsındır ki, neredeyse hayatınızdaki her şeyin geçici olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ama her gün bu hatırlatma bir şekilde unutulur. Çünkü seni bekleyen görev vardır. Ve o görev bitmeden, ne kadar acı çeksen de devam etmek zorundasındır. Gözlerinde uyku eksikliği, vücudunda kanla karışmış terin izleri, aslında seni oraya getiren o içsel güçle savaşıyor gibidir. Bazen derin bir nefes alırsın, ve sonra bir adım daha atarsın. Ama bu bir seçim değildir. Sadece, bir asker olmanın tanımıdır.
You may also like
Slide 1 of 10
KOF cover
METRUK cover
KURŞUNİ(mafya)  cover
Mafyamı +21 cover
ARYON cover
KANDANKALE cover
Yüzbaşı "Kan"🩸 cover
BİNBAŞI'M cover
SİYAHİR  cover
Mesaj | Texting +18 cover

KOF

25 parts Ongoing

Bugün tam bir ay oldu buraya geleli. Dört duvarın arasındayım. Küf kokuyor burası, biraz da is. Derin bir koku çekiyorum içime, işte diyorum kendime; İşte benim yaşama sebebim bu. Zar zor sığdığım yatak bu gece bana dar olmakta kararlı, uyku denen o lanet şey girmiyor gözüme. Bedenim bir külçeden farksız, dört gündür uyumamışım. Yine girmiyor. Gözümü her kapattığımda cesetler beliriyor o karanlıkta. Ceset denmez ona, olsa olsa leştir o. Derdi amcam yanımda olsaydı. Haklı, leşti her biri. 'İlk günler kusarsın sürekli, uyuyamazsın, rüyana girer kabus ederler.' Demişti amcam, şimdi söylediği her şeyi yaşıyorum. Apansız bir ürperti geliyor engel olamadığım, rüyalarımı kabus ediyorlar epey bir vakittir. Bunların hepsi birkaç aya mazi olacak, biliyorum. Ne artık rüyama girecekler, ne de leşlerini görünce kusacağım. Ben artık öldürmek için yaşayacağım. Ben kim miyim? Ben Dinçer, Dinçer Demirsoy. Başka da hiçbir şey değilim zaten. Hayatta bir şey olmak için işte şimdi tam da buradayım. Tek bir kelimeyle anlatamadığım bu şehirdeyim. Ölü kentteyim, ölü zırhlarının içindeyim, leşlerin her gün daha da arttığı bir mezarlıktayım.