Gün geçtikçe yıkıma sürüklenen gezegenlerin, günahkar ve çaresiz insanlarının hikayesine hoş geldiniz. "Her şey bir kırgınlıkla başladı. Afsız biten kırgınlığın sonu da yıkım olur. Nasıl bilmezsin? Her şey bir hataya bağlı... Pişmanlık vücudu sardı, işte bu da senin amansız kaderinin ağıdı." ____________________________ Doğmuştu, damarlarında ebediliğin kanı akan. Tanrı kanına kirli kan bulaşmıştı. Bir umutla bekledi Edna, göğe baktı, yakardı Amaranthine'a "Beni affet, beni bağışla. Gözlerim açık. Sana yemin ederim." Amaranthine duydu. Bir süre bekledi "Kader" dedi. "akışına uygun ilerliyorsa günahkar değilsindir" Kuşlar uçtu. Gök gürledi. Edna sevinç göz yaşlarıyla yavrusuna sarıldı. Öptü, kokladı. Gözlerinde perde yoktu, biliyordu. Gözleri açıktı. Aşk kör etmemişti onu. Günahkar değildi... Doğru yolda ilerlediğini öğrenmek kadar güzeli var mıydı? Hareketlilik hissetti tekrar gökyüzünde. Islanmış cam göbeği gözlerini çevirdi. Bulutlar Amaranthine'ın yüzünün şeklini aldı. Yer gök sanki birbirine girmiş gibiydi. Yaklaştı bulut Edna'ya "Onu tek başına büyüteceksin. Her hareketinde yanında olacağım. Yalnızlık ne sana, ne ona yarar... Sapma yolundan Edna. Aurora'yı koru. Gelecek, onun soyundan olanlara bağlı. Zeus'un değil." Tekrar gök gürledi ve şimşekler çarptı ısrarla. Yağmur başladığında Edna evladını bağrına bastı. Yağmur damlaları bir bir yüzünden aşağıya kayarken yemin etti büyük bir istikrarla. "Yolumdan saptığım an fani olduğum andır"
10 parts