MÜNZ-EVİ
  • LECTURAS 16,315
  • Votos 1,347
  • Partes 34
  • LECTURAS 16,315
  • Votos 1,347
  • Partes 34
Concluida, Has publicado mar 31, 2022
Contenido adulto
Yine bir pazartesi günü toplanmıştık. Amacımız hep değişse de zorunlu ya değil kader bizi buraya getiriyordu.

''Biz altı kişiyiz aramızda anne ve babası hayatta olanlar da var. Toplumda neden kimsesizliği 'sadece ailesi olmamakla empoze ediyorlar.' Madem ailesi olanlar kimsesiz değil neden hepimizin ortak noktası kimsesizlik?''

Başını öne doğru eğdi. Ayakkabılarına uzun uzun baktı.
''Çünkü Nergis'im, çünkü kimsesizim , toplumun bilmediği ama gerçek olan kimsesizlik; yaşanmışlıkla ilgilidir."

''Sence hangisi daha kötü? Toplumda bilinen; ailesi olmayan kimsesiz olmak mı yoksa toplumun göremediği; ailenle birlikte kimsesiz olmak mı?'' Diye sorduğumda herkes başını kaldırıp bana baktı. 

''Toplumda ailem yok diye, bana acıyan gözlere hep maruz kaldım .''Dedi Yunus Emre.

''Okuldan eve geldiğimde aileme yaşadığım acıları hiç anlatamadım.'' Dedi Esma.

''Anne ve babamın yokluğu hep yüzüme vuruldu, mezarlarına gidip her şeyi anlatırdım, topraklarında saçlarımı gezdirirdim.'' Dedi Kaan.

''Vücudumdaki morlukları anneme her saniye anlattım, ama bana değil bir başkasına inandı hep.'' Dedi Kayra. 

''Ailenin yokluğunda ki mi yoksa varlığındaki mi kimsesizlik daha acı bilmiyorum. Ailemin olması beni kimsesizlikten kurtaramadı, tam tersi kimsesizliğimi gizlemek zorunda kaldım. Toplumdan tek isteğim insanları bu şekilde ayırmamaları. ''Dedi Affan. Göl yeşili gözlerindeki yaraları hissettim.

Herkese tek tek baktım. Esma, Kayra, Yunus Emre, Kaan, Affan ve ben Nergis...
Biz altı kişiyiz...
Aramızda ailesi olanda var olmayanda...
Ortak noktamız  kimsesizliğimiz...
Todos los derechos reservados
Regístrate para añadir MÜNZ-EVİ a tu biblioteca y recibir actualizaciones
O
Pautas de Contenido
Quizás también te guste
Kuğu Ve Çakal-Tehlikeli Kadınlar Serisi I|Tamamlandı. de lindanovaa
23 Partes Concluida
"Sana yalvarmayacağım." "Ruhun çoktan dizlerinin üstünde yalvarıyor,"deyip bıçağın sivri ucunu göğüs kafesine değdirdi. Bıçağın parlak yüzeyine yansıyan yüz ifadesine bakarken gözlerindeki şeytan ona göz kırptı. Kadının çığlığını umursamadan bıçağı derin bir kesik açma amacıyla göğüs kafesine geçirdi. Neşter misali kullandığı bıçakla kalbe zarar vermeyecek bir şekilde etrafa kesikler atarken kadının çığlığı durmuş ağzından çıkan kanında boğulmuştu. Bedenden süzülüp etrafa akan kan beyaz karların üstünde izler bırakırken bıçağı etten ayırdı ve hiçbir tiksinme belirtisi göstermeden et parçasını alıp yan tarafa bıraktı. Gözlerinin önüne serilen göğüs kafesini kırmak için eline büyük bir taşı alıp üst üste darbeler vurdu. Saniyeler içinde kırılan kemiklerle taşı bıraktı. Akışkan kan ruhunun açlığını duyururken parmak uçlarıyla atmayı bırakan kalbe dokundu. Yüzünde zevkin mimikleri dolaşırken çıplak eline bulaşan kana aldırmadan boşta ki eline bıçağını yeniden aldı. Kalbi çıkarmak için etrafındaki şeyleri kesmeye başladı. Elbisesine ve kollarına bulaşan kanlar kurumaya yüz tutarken bedenin içinden yayılan sıcak hava buhar olarak gökyüzüne süzülüyordu. "Bir canavar sadece kalbin varlığıyla yetinir. Bir canavarın ruhunu sadece kanla doyurabilirsin." Avucunun içindeki sıcaklığını kuruyan kalple arkasında duran adama döndü. Yeşil harelere yansıyan canavarla bakışırken onunla aynı duyguları yaşıyan adama yaklaştı. Karın üstüne çökmekten dolayı bacakları ne kadar uyuşsa da içindeki haz onu ayakta tutuyordu. Kalbi sımsıkı tutmaya devam ederken kanların tutunduğu parmaklarını adamın yüzünde gezdirirken bulaşan kan izleriyle gözleri parladı. "Bu aşk değil,aşktan fazlası. Bu iki canavarın kana susuzluğu."
Ateş lalesi & sevilmeyenler matemi . de aysenazcagtas
11 Partes Continúa
Ardından alayla devam ettim:" Tabii sizin gibiler nereden bilecek sevmeyi. Sen ne sevilmeyi ne de sevmeyi hak ediyorsun!" Hakan'da oturduğu yerden kalktı ve aramızdaki iki adımlık olan mesafeyi'de kapatarak, bana doğru yaklaştı. Şimdi ona, hafiften kafamı kaldırarak, ateş gibi yanan siyahlarına, öfkeyle genişleyen burun deliklerine ve kasılan yüzüne bakıyordum. Tenime değen sıcak, sinirli nefesini hissediyordum. " Demek benim gibiler sevilmek nedir bilmiyor? Ne sevilmeyi ne de sevmeyi hak etmiyorum öylemi? Seni hangi benim gibiler sevmedi, değer vermedi, kullandı da böylesine agresifsin. Merak ettim doğrusu. Senden kurtulmuştur gerçi. Senin gibi böyle her şeye ön yargılı yaklaşan birisine kim değer versin, kim sev- Hakan cümlesini bitiremeden odanın içinde yankılanan bir tokat sesi; her şeyi, herkesin dilini lal etmişti. Evet o tokatın sahibi bendim. Sınırlarımı aşmıştı. Hakan; yavaş yavaş bana doğru döndü, yüzünde ileriye gittiğinin farkında ama geri adım atmayacağını belli eden öfkeli bir ifade vardı. " Sakın. Bak sakın o cümleyi tamamlama. Sınırlarımı aşma benim. " dedim içimde hissettiğim öfkeyle bağırarak. Hakan'ın yüzüne biraz daha yaklaştım, burunlarımız birbirine değiyordu, sıcaklığını her bir yanımda hissedebileceğim kadar yakındım artık ona. Kısık ama tehlikeli bir şekilde devam ettim, ardından. " Beni karşına almayacaktın. Senin yaranı ezerek küle çevirir, burayı yakarım. " Hakan bana doğru bir adım attı. Artık mesafe yok denecek kadar azdı. Kokusunu tam olarak alabileceğim ama sinirden bunu düşünemeyeceğim bir andaydım. Kulağıma doğru eğildi ve sinirle fısıldadı; " Ezdiğin kadar ezer, yaktığın kadar yakarım Ateş lalesi !"
İZEL de bu_yazar
6 Partes Continúa
Bitmek bilmeyen acı gibisin. Unutmak zaten kolay değildi, şimdi hiç değil... "Hiç mi sevemezsin beni?" yutkundum. Konuşmak zor geliyordu. "Bir kere bile mi?" Ne zamandan beri ağlıyordum ben? gözyaşlarım göz pınarlarımdan yanağıma süzülerek dudağımın kenarına ulaşıyordu. zehirli tadını hissedebiliyordum. Babam öldüğünden beri mi? Yoksa "annem" sandığım kadının bedenimin her köşesinde bıraktığı sigara izlerine aynada uzun uzun baktığım zamandan mı? Ya da bu gri dünyamda beni anladığını ve her daim desteklediğini düşündüğüm, değer verdiğim kızın yaşattığı ihanetten beri mi? Dur... Kalbimin var olduğu günden beri onun için attığı ama karşılık almadığı günden beri mi? Ben ne zamandan beri ağlıyordum? Neden kimse gözyaşlarımı silmek için uğraşmıyordu? Neden hep günün sonunda sessizce akıttığım şu lanet olası gözlerden dökülen yaşları silmek zorunda bırakılıyordum? Hiç kimse sevemez mi beni? Ne yazık. "Benim gibi birinin kalbinin olacağına mı inandın sen?" güldü. Dalgalı siyah saçlarından geçirdi elini. Ne zaman sinirlense bunu yapardı. Garip değil mi? Ben onun herşeyini bilirdim, ama o... O beni ne zaman tanımak için uğraşdı ki? Hiç. "Benim kalbim yok, İzel. Benim kalbim asla olmadı. Olmayan bir kalbi sevip, arkasından koşmayı bırak. Çünkü düşersin, incinirsin." Kaç kez düştüm ben, Arel. Kaç kez düştüğümde canım yandı biliyor musun? Ki bunların hiçbiri asla umrunda olmadı. Anlatsam yine olmaz... Kalbimin kırıldığı yerde büyüyen sessizlik, en acı çığlık oldu.
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı) de SevsenAtaker
101 Partes Concluida
Bir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar ilk ve tek aşkınız olabilir mi? Bu sorunun cevabını, gizemlerle örülü bu hikayenin sayfaları arasında bulacaksınız. Pelin üniversiteye başlayacağı ilk gün, tesadüfen öğrendiği büyük aile sırrının onu yıkmasına izin vermeyecek kadar güçlü bir genç kızdı. O, zorluklarla baş edebilen bir Amazon kızı, bir Zeyna'ydı. Şimdiye kadar hep mantığıyla hareket eden Pelin, üniversitenin her yıl düzenlediği Geleneksel Maskeli Balosu'nda tanıştığı gizemli erkeğe gönlünü kaptıracak ve kalbi ilk kez aşkla çarpmaya başlayacaktı. Hikaye, 50'şer bölümlük iki kitaptan oluşmaktadır Birbirlerinin kimliğini bilmeden başlayan bu aşk, gerçek ortaya çıktığı anda pek çok zorluğa göğüs gerecek, Pelin'in geçmişinden gelen yükler nedeniyle pek çok ağır sınavdan geçecekti. Acaba bu aşk, günümüz sahte aşkları gibi gelip geçici miydi? Yoksa hiçbir şeyin yıkamayacağı, yıldıramayacağı sonsuz ve gerçek bir aşk mı? Gizemle örülü romantik bu hikayeyi okurken sürekli merak edecek, tam sırları ve kurguyu çözdüm derken yanıldığını göreceksin. Çünkü birçok şey asla göründüğü gibi değil. Görünen de, belki gerçek bile değil. Yeniden yayımlanmaya başladığı tarih : 23 Aralık 2018
Quizás también te guste
Slide 1 of 10
Kuğu Ve Çakal-Tehlikeli Kadınlar Serisi I|Tamamlandı. cover
İZMİR: Meraklı Leydi Ve Bay Yanlış cover
Meftun cover
GEÇMİŞ-i GELECEK cover
Ateş lalesi & sevilmeyenler matemi . cover
AKÇA cover
Siyah İnci cover
İZEL cover
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı) cover
Firkat (Tamamlandı) cover

Kuğu Ve Çakal-Tehlikeli Kadınlar Serisi I|Tamamlandı.

23 Partes Concluida

"Sana yalvarmayacağım." "Ruhun çoktan dizlerinin üstünde yalvarıyor,"deyip bıçağın sivri ucunu göğüs kafesine değdirdi. Bıçağın parlak yüzeyine yansıyan yüz ifadesine bakarken gözlerindeki şeytan ona göz kırptı. Kadının çığlığını umursamadan bıçağı derin bir kesik açma amacıyla göğüs kafesine geçirdi. Neşter misali kullandığı bıçakla kalbe zarar vermeyecek bir şekilde etrafa kesikler atarken kadının çığlığı durmuş ağzından çıkan kanında boğulmuştu. Bedenden süzülüp etrafa akan kan beyaz karların üstünde izler bırakırken bıçağı etten ayırdı ve hiçbir tiksinme belirtisi göstermeden et parçasını alıp yan tarafa bıraktı. Gözlerinin önüne serilen göğüs kafesini kırmak için eline büyük bir taşı alıp üst üste darbeler vurdu. Saniyeler içinde kırılan kemiklerle taşı bıraktı. Akışkan kan ruhunun açlığını duyururken parmak uçlarıyla atmayı bırakan kalbe dokundu. Yüzünde zevkin mimikleri dolaşırken çıplak eline bulaşan kana aldırmadan boşta ki eline bıçağını yeniden aldı. Kalbi çıkarmak için etrafındaki şeyleri kesmeye başladı. Elbisesine ve kollarına bulaşan kanlar kurumaya yüz tutarken bedenin içinden yayılan sıcak hava buhar olarak gökyüzüne süzülüyordu. "Bir canavar sadece kalbin varlığıyla yetinir. Bir canavarın ruhunu sadece kanla doyurabilirsin." Avucunun içindeki sıcaklığını kuruyan kalple arkasında duran adama döndü. Yeşil harelere yansıyan canavarla bakışırken onunla aynı duyguları yaşıyan adama yaklaştı. Karın üstüne çökmekten dolayı bacakları ne kadar uyuşsa da içindeki haz onu ayakta tutuyordu. Kalbi sımsıkı tutmaya devam ederken kanların tutunduğu parmaklarını adamın yüzünde gezdirirken bulaşan kan izleriyle gözleri parladı. "Bu aşk değil,aşktan fazlası. Bu iki canavarın kana susuzluğu."