Ağaçların arasından geçen rüzgâr bir bedenin olduğunu gösteriyordu. Ayakları her yaprağa bastığında yaprak çıtırtısı ormanda yankılanıyor, bedenimin gerilmesine sebep oluyordu. Sesleri duyabiliyor ama kafamı kaldırıp bakacak cesareti kendimde bulamıyordum. Hadi ama Kerem bu kadar korkak olmamalısın diyen iç sesime hak verip kafamı ağır bir şekilde ormanlık alana döndürdüm. Oradaydı. Yol boyunca bizi takip eden o karanlık siluet. Ağzından çıkan kelimeleri anlamıyor, ne dediğini duyamıyordum. Çıplak koluma değen soğuk rüzgâr içimi titretti. Hava birden karanlığa gömüldü. Tüm sesler kesildi. Sadece ben ve o vardı.
Kitaba kendi acılarımı kattığım ilk ve tek korku kitabım yayında!
+16 ve üzeri okuyucular içindir. Psikolojik, Duygusal, Aksiyon, Macera, Gerilim dolu bir başyapıt!
Not: Kitapta psikolojik olarak etkileneceğiniz sahneler vardır, rahatsız olan okuyucuların UluKar'ın Laneti'ni okumaması rica olunur.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."