VEFA
  • LẦN ĐỌC 1,608,127
  • Lượt bình chọn 43,866
  • Các Phần 66
  • LẦN ĐỌC 1,608,127
  • Lượt bình chọn 43,866
  • Các Phần 66
Hoàn tất, Đăng lần đầu thg 1 15, 2015
*Tüm hakları yastığımın altında saklıdır. 



Geçmişin yaktığı tüm yürekler, acımasız bir gelecekle birleştiğinde yanan her defasında şimdiki zaman olur. Yaşananlar öylesine koca bir ateşe düşer ki, onu dindirmeye hiçbir suyun gücü asla yetmez. Yakılan geçmiş gibi gözükse de acıyı her defasında şu anı yaşayanlar bilir, bildikleri her saniye geleceklerinde yaşamaya devam ederler. Çünkü geçmişi yakarlar, şimdiki zaman yanar, gelecek kül olur. 

Geçmiş diyarların efsaneleri çoktur, Güzel ve Çirkin'in kazındığı her ovada atasına minnet eylemeyen taş yoktur. Ve o Güzel günün birinde bir şey öğrenirse, Çirkin'e şöyle der: "Bugün ne öğrendim biliyor musun? Hani insanlar bize taş atıyor ya, biz o taşa karşılık gülümsersek taşı atmaya devam etseler bile bunu isteyerek yapmazlar." 

Çirkin'in anladığını varsayarsak şöyle bir karşılık vermede üstüne yoktur: "Gülümsemeni kıskanırlar, taşı daha çok isteyerek atarlarsa?" 

Güzel olan son cümlesinde Çirkin'in anlamayacağı şeyler söyler: "İnsanların niyetlerini anlayamam ki! Ama gözler anlatır, eğer kıskanıyorsa ben de attığı taşın bir defa altında kalırım ve yenildiğimi düşündüğü an beni tanımak ister. Tanırsa belki sever, severse haksızlık ettiğini düşünür ve sonunda kazanan yine sevgi olur. Çünkü insanlar kendinden daha yüksek becerilere sahip insanları sevmezler." 

Çirkin'in anlamadığı bu cümle, kitap olur, çözmek isteyen varsa, hikayemin içindeki en küçük ayrıntıda saklı. Bu benim hikayem, güzelin, çirkinin, iyinin, kötünün, herkesin.
Bảo Lưu Mọi Quyền
Bảng mục lục
Sign up to add VEFA to your library and receive updates
Hoặc
#4vefa
Nội dung hướng dẫn
Bạn cũng có thể thích
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1) bởi pervane0130
73 Phần Hoàn tất
Erkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakılmış ve günden güne solmaya yüz tutmuştu narin yaprakları. Gece, üzerini örten bir kefendi. Gün ışığı ise acımasız bir zebani... Acılarının günün birinde ona baharı getireceğini bilmeden hoyratça harcıyordu gözyaşlarını. Her gün ve her gece... Aldığı her soluk nefret kokuyordu. Öfke ve hayal kırıklığı kol geziyordu damarlarında. Bu topraklarda daha niceleri solup gitmişti onun gibi biliyordu. Birileri nefes almaya devam edebilsin diye kaç masum göz göre göre nefessiz bırakılmıştı. İlk değildi. Son da olmayacaktı. Bu toprakların yazgısı böyleydi. Umudu ve inancı günden güne törpüleniyordu. O ele avuca sığmaz haşarı kalbinin, her gün biraz daha karanlığa gömüldüğünü hissediyordu. Öylesine umutsuzdu ki; içine hapsolduğu karanlığı kabullenmeye ve kendini kaderin ellerine bırakmaya hazırdı. İçi, fırtınalı bir sonbahar gibiydi. Solgun, hırçın, dağınık ve soğuk... Mucizelere inanmazdı. Ancak doğmasını istemediği bir günün sabahında mucizesi onu buldu. O gün zifiri karanlığına minicik bir ışık huzmesi ilişti. Öylesine muhtaçtı ki; öyle yalnız ve yaralı... Hiç düşünmeden gördüğü o ufacık, cılız ışığın gölgesine sığındı. O ışığın uğrunda sürüklendi, parçalara bölündü, tükendi. Ama yine de pes etmedi. Yaradan'ın ona armağan ettiği umuda sıkıca tutundu. Yorgun ruhu umut vadeden o küçücük ışığın ruhuna koca bir ilmek attı ve onu kalbinin en derinine ilikledi. O andan sonra umut dolu yanı karamsar yanına el salladı. Ve güneş, tüm sıcaklığı ile soğuk yalnızlığının üzerine doğup, karanlığını ışığa boğdu.
Zerde bởi sayisalcihanimefendi
34 Phần Hoàn tất
"Neden getirdin beni buraya?" Gitmek istedim. Arkamı dönüp ilerleyeceğim sırada eliyle bileğimi tuttu. "Yürü." Emir veren sesine rağmen o an bile dediğini yapabilirdim ama kendime engel olup yapmadım. Peşinden sürükledi beni. Elimle bileğimdeki elini itmek istedim ama başaramadım. Parmakları mengene gibi sarmıştı bileğimi. O kadar hızlı adımlar atıyordu ki koşmak zorunda kalıyordum. Rüzgardan elbisemin etekleri savruluyor diğer elimle eteğimi tutmaya çalışıyordum. Hızlıca avlunun merdivenlerini çıktı. "Biraz yavaş olur musun?" Aldırmadı, daha da hızlı yürüdü. Avluya ulaştığımızda durdu. Aniden durması ile göğsüm sırtına çarptı. Nefes nefese kalmıştım. Savrulan saçlarımı düzelttim. Aşiret toplanmış bütün ağalar bize bakıyordu. Kolumu elinden kurtardım, omzu düşmüş hırkamı düzelttim. "Beni öldürmeleri için mi getirdin buraya?" Sanki etrafta hiçkimse yokmuş gibi sordum ona. Bana bakmadı. Cevapta vermedi. Ağaların içinden biri konuştu. "Ömer Ağa kızı getirmek ile en doğrusunu yaptın. Ölüm fermanı verilmiştir." Gözlerim anında konuşan adama döndü. Diğer ağalarda onaylar gibi başlarını salladılar. Ama o öyle bir şey yaptı ki, herkes şok oldu. "Zerde bundan böyle sözlümdür, Eroğlu aşiretinin gelin ağasıdır, ölüm fermanı düşmüştür." Ağzım açık ona baktım. ### Okuduğunuz töre hikayelerinden farklı bir kurguya sahiptir.
Bạn cũng có thể thích
Slide 1 of 10
Yangın Külü/ Berdel✔️(Ateş Serisi 1) cover
Ahsen || texting cover
GULNİŞÂN ( TAMAMLANDI )  cover
AĞA [TAMAMLANDI] cover
YAPMA!/KARAGÜL #Tamamlandı cover
KİRAZ MAHALLESİ (TAMAMLANDI)                                                 cover
Unutulmazsın cover
ASLAN BEY cover
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1) cover
Zerde cover

Yangın Külü/ Berdel✔️(Ateş Serisi 1)

39 Phần Hoàn tất

Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla yüzüne bakıyordum. Ona inat bende gözlerimi kaçırmadım. Geri durmadım. "Benim" dedi. "Anlamadım?" dedim. Ve bir az geriye çekildim. "Kim bu Arhan ağa dedin ya? Benim. Arhan Karadağlı" TAMAMLANDI