*Tüm hakları yastığımın altında saklıdır.
Geçmişin yaktığı tüm yürekler, acımasız bir gelecekle birleştiğinde yanan her defasında şimdiki zaman olur. Yaşananlar öylesine koca bir ateşe düşer ki, onu dindirmeye hiçbir suyun gücü asla yetmez. Yakılan geçmiş gibi gözükse de acıyı her defasında şu anı yaşayanlar bilir, bildikleri her saniye geleceklerinde yaşamaya devam ederler. Çünkü geçmişi yakarlar, şimdiki zaman yanar, gelecek kül olur.
Geçmiş diyarların efsaneleri çoktur, Güzel ve Çirkin'in kazındığı her ovada atasına minnet eylemeyen taş yoktur. Ve o Güzel günün birinde bir şey öğrenirse, Çirkin'e şöyle der: "Bugün ne öğrendim biliyor musun? Hani insanlar bize taş atıyor ya, biz o taşa karşılık gülümsersek taşı atmaya devam etseler bile bunu isteyerek yapmazlar."
Çirkin'in anladığını varsayarsak şöyle bir karşılık vermede üstüne yoktur: "Gülümsemeni kıskanırlar, taşı daha çok isteyerek atarlarsa?"
Güzel olan son cümlesinde Çirkin'in anlamayacağı şeyler söyler: "İnsanların niyetlerini anlayamam ki! Ama gözler anlatır, eğer kıskanıyorsa ben de attığı taşın bir defa altında kalırım ve yenildiğimi düşündüğü an beni tanımak ister. Tanırsa belki sever, severse haksızlık ettiğini düşünür ve sonunda kazanan yine sevgi olur. Çünkü insanlar kendinden daha yüksek becerilere sahip insanları sevmezler."
Çirkin'in anlamadığı bu cümle, kitap olur, çözmek isteyen varsa, hikayemin içindeki en küçük ayrıntıda saklı. Bu benim hikayem, güzelin, çirkinin, iyinin, kötünün, herkesin.
"Yeryüzünü bulutlar kapladı Verdâ. Bâtılın kara bulutları yüzünden insanlar gözlerinin önündeki hakîkati idrak edemez olmuş."
Travmaların, yalnızlığın, geçmişin aydınlığındaki kavrayışın ve şefkat yüklü bir sevginin hikâyesi.
"Sevmekten daha zordur, kendini sevebildiğine ikna etmek. Güvenmekten daha uzun sürer, aklın ikna olması. Der ki sana; sen bundan sonra kimseye güvenemezsin. Ve devam eder; bundan sonra kimseyi sevemeyeceksin. Bir şeyler yıkıldı içinde, kayboldu parçalar... Ve sen, o kayıp parçaların yerini gözyaşları ile doldurmaya çalıştıkça kendi içinde boğuldun. Sessizce, kimseler görmeden öldün. Ki zaten, kimse görsün istememiştin. Sessizce ölmek, ne büyük bir lütûftu senin için."
[Telif hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılmaması, herhangi bir mecrada paylaşılmaması rica olunur.]