|Tamamlandı|
Yirmi üç yaşındaydı. Okulunu yeni bitirse de iş bulamamış, evden kovulmuştu.
Evden çıkarken annesinin ona yalan söylediğini, dedesinin yaşadığını öğrenmişti.
Yıllardır sakladığı kitaplarını satarak kazandığı parayla dedesinin yanına giderken bulmuştu kendisini.
Dedesinin onu istemesi için dua etmişti, kucağında etrafı seyreden kardeşiyle. Dayanacak, yardım isteyecek birine ihtiyacı vardı.
Yıllardır Isparta da onu özleyen iki adamı bilemeden. Yol boyu endişe içinde kardeşini izleyerek rahatlamaya çalıştı.
Biri torununun özlemi ile bir gün belki gelir diye mahallenin kahvehanesinde köyün girişini izlerken bir diğeri onu unutmaya çalışmıştı.
Gelmeyeceğine emindi artık. Küçükken onu beklemişti. On dört yaşındayken ona veda bile etmeden giden küçük kıza kızgındı, kırgındı.
En çok kendisine kızgındı. Abisi gibi sahiplendiği kız gittikten sonra onu düşünmekten vaz geçmediği, ona olan duygularını yanlış yerlere çektiği için kendisine kızgındı.
*Kitap kapağı bana aittir.
*Kafa dağıtmak için yazıyorum..!
*Wattpadde 'Ağacık' adlı ilk kurgudur.
Alpay gülerek bana bakarken hem zıplayarak hem de sallanarak şarkıya devam ettim. O sadece kollarını oynatıyordu ki benim zorumla. Ağacığımın düştüğü hale bak. Şarkı değiştiğinde yerimde kıvırarak şarkı sözlerini bekledim. Nakarata geldiğinde ise hemen Alpay'ın kolunu kaldırıp altına girdim.
"Aç koynunu giricem, giricem, dellenme." diyerek kıvırdım. Kabul edelim ki oynamayı severdim. Düğünlerde asla yerimde durmazdım.
"Dudağından öpücem," derken Alpay'a döndüm. Bağıra bağıra söylüyordum. "Öpücem, söylenme."
"Söylenen yok güzelim ama sana delirdiğim çok doğru."
*
Yayımlanma Tarihi:19 Şubat 2024
*