+18 öğeler içermektedir.
Dağ sandığım, sırtımı yasladığım, yıkılmaz gördüğüm koskoca Narkotik büro amiri Tuna Atabeyli, dizlerinin üstüne çöküp ayaklarıma kapandığında gözlerimden akan sağanak, gökten akanlarla yarışıyordu.
Titreyen sesiyle "Piraye" dedi.
"Piraye, ben ki Tuna Atabeyli, bir kez yenilmedim. Annesizliğe, babasızlığa, kimsesizliğe, binlerce düşmanıma yenilmedim."
Kuracağı cümle sonunu asla bilemeyeceğim bir yola sürükleyecekti bizi...
"Ben sana yenildim Piraye, bir tek sana yenildim. En güzel sana yenildim. Sen benim, kendi kalbime sapladığım mercan saplı hançersin. Sen beni çok büyük yendin Piraye, yalvarırım gitme!"
Bu kurgu +18 öğeler içermektedir.
Kapak : @duendesign
"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar."
-
Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik.
Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik.
Birbirimizi yitirdik.
Kendimizi bitirdik.
Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz.
Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz.
Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim,
bu yüzden onu sevmek-
Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...