Story cover for AKREBİN KALBİ (RAFLARDA) by aycansrhmtt
AKREBİN KALBİ (RAFLARDA)
  • WpView
    Reads 209,998
  • WpVote
    Votes 17,477
  • WpPart
    Parts 55
  • WpView
    Reads 209,998
  • WpVote
    Votes 17,477
  • WpPart
    Parts 55
Complete, First published Apr 11, 2022
Mature
Genç kadın, elini duvara doğru uzattı. Kendi kanından bir adam onu durdurmaya çalıştı ama durduramayacağını o da biliyordu. Parmakları duvarın saydam, kızıl yüzeyini aştı. Aylardır izini sürdüğü şeye bir adım daha yaklaşmıştı.
Genç kadın önünde duran o duvarı aştığında, karşısına onu bekleyen bir köprü çıkacaktı, gerçek bir köprü.

O köprünün diğer ucunda onu bekleyen şey neydi?Onu bekleyen, bilmediği bir evrendi.
Peki onu bekleyen tek şey bu muydu? 
Onu bekleyen, onu o duvara kadar sürükleyen biri vardı. 
Onu bekleyen birbirine bağlı beş evren, evrenleri birbirine bağlayan köprüler ve o köprülerin sahibi gardiyanlar vardı. 
Gardiyanları koruyan kimlerdi?
Köprüye attığı ilk adımda köprü onu tanıyacak, sahibine diğer evrenin anahtarını kendi elleriyle verecekti.
🦂
12.04.2022
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add AKREBİN KALBİ (RAFLARDA) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Moskof Tiran by ilmelistan
4 parts Ongoing Mature
"Bir dal sigara kadar ömrün var." dedi alaycı gözleriyle bana bakarken. "Ama öldürmeden süründürecek kadar etkim olduğunu kabul ediyorsun." dedim elimde tuttuğum bıçağı bilemeye devam ederken. "Sorun da bu ya..." dedi alaycılığının yanında düşünceli bir şekilde. "Senden kurtulmam gerek ve sen kendinden vazgeçmiyorsun." dediğinde adımlarının sesini duymayı bırakmıştım ve enseme vurmaya başlayan sıcacık nefesini hissedebiliyordum. "Ama bana ihtiyacın var." dedim ve bıçağı yavaşça tehdit oluşturmadığımı göstermek için masanın üzerine bıraktım. O da omuzuma dökülen saçlarını iri parmaklarıyla diğer omuzuma alıp boynuma, aklımı başımdan alan minik bir öpücük kondurdu. "Sensiz de yaparım. Unuttun mu, ben mafya babasıyım." Titreyen dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme belirdi. "Senin de unuttuğun bir şey var..." dedim ve gözlerim bıçağın üzerindeyken konuşmaya devam ettim. "Beni sen değil, seni ben seçtim." dediğimde otoritesine karşın hoşnutsuz mırıltısını hemen arkamdan duyabiliyordum. Ve bir anda saçlarımı okşayan elleri sıkılaşıp ensemden beni tuttuğu gibi önümdeki masaya canımı acıtacak kadar sert bir şekilde yüzümü bastırdı. Daha nefes bile alamadan eline az önce bilediğim bıçağı aldığını gördüğümde her şey için çok geçti. Her sinirlendiğinde bana yaptığı gibi vücudumda, hatırlamam için bir iz daha bırakmak adına bıçağın ucunu kulağımın hemen arkasına sabitledi. Yavaşça bastırdı ve ben etimin kesildiğini büyük bir acıyla fark ettim.
BAZI İNSANLAR BÖYLE YAŞAR by filizpuluc
53 parts Ongoing Mature
Lina Kara, babasıyla ettiği kavga sonucu babasını kendi kafasına sıktığı bir kurşunla kaybeder. Bu kayıp kendisinden de birçok şey götürür. Borçlar ve vicdan azabı arasında sıkışırken zaman pek iyi davranmaz ona. On ay kadar sonra eski halinden eser yoktur artık. Hissizleşmiş ve yaşama olan hevesini kaybetmiştir. Kendisini bazı insanlar böyle yaşar diye teselli ederek annesi ve kız kardeşi için yaşamaya devam eder. Sıradan bir gün çalıştığı çiçekçiye gelen gizemli bir adamın ricası üzerine bir çiçek teslimatına çıkar. Ölüm anlamına gelen çiçekleri teslim ettiği adamın babasının otopsisini yapan adli tıp uzmanı olduğunu ertesi gün savcılıktan gelen bir telefonla babası hakkında sarsıcı gerçekle öğrenir. Adli Tıp Uzmanı Aral Çakırca'ya götürdüğü ölüm çiçeklerinin ikisi için olduğunu anlar. Babasının peşindeki birtakım organizasyon üyeleri, Lina'nın, Kadir Kara'ya gidecek olan anahtar olduğuna eminken Lina bunun ne demek olduğuna başta anlamasa da zamanla yaşananlar anlam kazanmaya başlar. Bilmediklerinin bildiklerinden fazla olduğunu Aral Çakırca ve Savcı Yiğit Atalay'la bu olayı çözmeye çalışırken keşfeder ve ailesinin kendisinden sakladığı sırlarla bir bir yüzleşmeye başlar. Saklanırım göz önünde. Gelir geçer önümden. Ben görünmez değilim. Hiçe sayar beni gözünde... Bu bir bilmece... Söyle bana Lily... cevap ne?
MAVİ UZAKLAR by beyzazaydin
10 parts Ongoing
Burası Varna. Özgürlük yok. Çünkü ihtiyaç da yok. Hafızan tertemiz. Gözlerin açık. Çipin çalışıyor. Ve sen... güvendesin. Eğer hatırlamıyorsan. Bir virüs dünyayı diz çöktürdü. Bir aşı insanlığı susturdu. Ve yeni sistem, DGK, düşünmeyi suç, şüpheyi ihanete dönüştürdü. Salgının gölgesinde doğan çocuklar büyüdü. Adalet değil, intikam istiyorlar. Yeraltı metrolarında mırıldanan kelimeler, Çiplerden kaçan fısıltılar, Yok sayılmış haritalarda saklı şehirler var. Onlar Yankı. Onlar hatırlıyor. Bir uyanış başlıyor. Çipler kırılıyor, zincirler kopuyor. Ve o gün geldiğinde... "Bir gün bu ateş yanacak, Ve o gün sizin için geldiğimizi bileceksiniz." Ve o yangının tam ortasında iki kişi duruyor. DGK'nın en güçlü silahı: Demir Aslan Varnalı. Halkın celladı, Yankı'nın haini. Rejimin kanlı eli, Direnişin azılı düşmanı. Ama kimse onun gerçekte kim için savaştığını bilmiyor. Alevlerin arasında, hâlâ birini koruyor: İmre'yi. Ve geçmişte ona fısıldadığı o kelimeyi: Aşiyan. Yankı'nın en güçlü silahı: İmre Alaz. Bir direnişçi. Bir kayıp. Bir intikam yemini. Aslan'ın gözünde hâlâ bir tutku, Ama artık bir düşman. Onun elleriyle kardeşinin ölümünü izledi. Ve o eller şimdi onun yüzüğünü taşıyor. Düşman hükümetin sofralarında gülümsüyor. Beyazlar içinde bir kukla. Ama onun bir sırrı var: O hâlâ hatırlıyor. 23.07.2025
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
83 parts Complete Mature
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
You may also like
Slide 1 of 20
Moskof Tiran cover
ÇÜRÜK VİŞNE. cover
FÜG cover
AHZAR cover
LÂL VE KEHRİBAR cover
İHTİLAL cover
KİMSESİZLER MATEMİ. cover
BAZI İNSANLAR BÖYLE YAŞAR cover
Lahza(Kitap Oldu) cover
HÜKÜMRAN  cover
MABEL | KİMLİKSİZLER  cover
MAVİ UZAKLAR cover
Leydi Bir Dahi cover
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK cover
Cennet cover
FRANSIZ cover
ARHAVİLİ cover
SIFIR NOKTASI cover
ARDIÇ  (KİTAP OLDU) cover
YIRTICI GÖZLER cover

Moskof Tiran

4 parts Ongoing Mature

"Bir dal sigara kadar ömrün var." dedi alaycı gözleriyle bana bakarken. "Ama öldürmeden süründürecek kadar etkim olduğunu kabul ediyorsun." dedim elimde tuttuğum bıçağı bilemeye devam ederken. "Sorun da bu ya..." dedi alaycılığının yanında düşünceli bir şekilde. "Senden kurtulmam gerek ve sen kendinden vazgeçmiyorsun." dediğinde adımlarının sesini duymayı bırakmıştım ve enseme vurmaya başlayan sıcacık nefesini hissedebiliyordum. "Ama bana ihtiyacın var." dedim ve bıçağı yavaşça tehdit oluşturmadığımı göstermek için masanın üzerine bıraktım. O da omuzuma dökülen saçlarını iri parmaklarıyla diğer omuzuma alıp boynuma, aklımı başımdan alan minik bir öpücük kondurdu. "Sensiz de yaparım. Unuttun mu, ben mafya babasıyım." Titreyen dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme belirdi. "Senin de unuttuğun bir şey var..." dedim ve gözlerim bıçağın üzerindeyken konuşmaya devam ettim. "Beni sen değil, seni ben seçtim." dediğimde otoritesine karşın hoşnutsuz mırıltısını hemen arkamdan duyabiliyordum. Ve bir anda saçlarımı okşayan elleri sıkılaşıp ensemden beni tuttuğu gibi önümdeki masaya canımı acıtacak kadar sert bir şekilde yüzümü bastırdı. Daha nefes bile alamadan eline az önce bilediğim bıçağı aldığını gördüğümde her şey için çok geçti. Her sinirlendiğinde bana yaptığı gibi vücudumda, hatırlamam için bir iz daha bırakmak adına bıçağın ucunu kulağımın hemen arkasına sabitledi. Yavaşça bastırdı ve ben etimin kesildiğini büyük bir acıyla fark ettim.