Elimdekinin kıymetini bilmememin cezasıydı bu muhtemelen. Garipti.
Ama üzgün hissetmiyordum. Yakınmıyordum. Tuhaflık vardı evet, ama neredeyse huzurlu sayılırdım. Bu daha da garipti.
Ailemi, evimi, hayatımı, her şeyimi kaybetmiştim.
Yanımdaki adama baktım. Gülünce kısılan, güneş gibi gözleriyle içimi ısıtıyordu. Kendimi buraya ait hissetmemi sağlayan oydu.
Evet, ailemi,evimi,hayatımı kaybetmiştim. Ama şimdi hepsi, sağ tarafımda oturmuş, bana gülümsüyordu. İşte en garibi de buydu.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."