Denizdeki dalgalar kayalara bir kez daha çarptığında son kez baktı genç adamın yüzüne.Deniz mavisi gözlerini unutabilir miydi hiç.O hülyalı bakışları?Gülümserken gözlerinin kenarında oluşan o küçük çizgileri.Unutabilir miydi gerçekten.Her şey burada başlamıştı ve burada bitecekti şimdi.Bunu kendisi istemişti.Sol gözünden bir damla yaş döküldü önce.''Aptalıyım tekiyim''diye geçirdi içinden.''Ağlama''dedi genç adam.Bu durumda ağlamamak mümkün müydü ki?İncecik parmaklarıyla gözlerinden dökülen yaşları sildi genç adam ve ona son kez dokunmanın acısını iliklerine kadar hissetti.Belki de döndüğünde her şey yeniden başlardı.Bunu düşününce küçük bir gülümseme oluştu dudaklarında.Sonra bir martı çığlık attı gökyüzünde.Ne zaman bir martı çığlığı duysa hüzünlenirdi.Dudaklarındaki gülümseme yavaş yavaş yok olurken genç adamın elini tuttu.Eskiden tuttuğu o incecik parmaklı eller şimdi bir yabancının ellerinden farksız gibiydi.Başını göğsüne yasladı tam kalbinin olduğu yere.O mükemmel kalp ritmini dinleyerek gözlerini kapattı ve tarifi mümkün olmayan o eşsiz kokusunu içine çekti.Ya kokusunu unutursam diye düşündü.İşte o zaman kendisini hiç affetmezdi.O yüzden bir kez daha çekti kokusunu içine akciğerleri dolana kadar.Tüm hücrelerine hapsetti o kokuyu.Ne zaman bu kokuyu duysa içinde tarifi mümkün olmayan bir mutluluk duyardı.Şimdi aynı mutluluk yine vardı ama bu diğerlerinden çok daha farklı buruk bir mutluluktu.Kafasını ona son kez seni seviyorum demek için yasladığı göğsünden kaldırdı ama birden boğazının düğümlendiğini hissetti.Ayak parmak uçlarının üzerinden hafifçe yükseldi ve tadı muhteşem olan dudaklarını hafifçe öptü.''Seni seviyorum''diye fısıldadı.Arkasını gitmek için döndüğünde bir el kolunu tuttu ve kendine çekip''Ben de seni seviyorum''dedi.''Biz birbirimiz için yaratılmışsak eğer eninde sonunda yine beraber oluruz'' dedi genç adam ve o muhteşem dudaklarını genç kızın dudaklarına bastırıp sonsuza kadar böyle kalmayı diledi.