Soğuk rüzgar ıslak yanaklarıma, ellerime, burnuma hatta kapalı olan vücudumda bile geziyordu. Gözlerimi serin dalgalara çevirdim. Çok hoş geldi o an dalgalar, ritimle hareket eden masum dalgalar... Ay ışığı tüm parlaklığı ile, yansıma da bile mükemmel gözüküyordu. Ne çok mutlu olunacak şey vardı, ne çok renkliydi hayat. Ama sanki ben bozuyordum bu görüntüyü...
Yağmur damlalarının birer birer aktığı avuçlarımı sıkmıştım o an, gözlerimi kapatıp içten bir çığlık atmıştım bu sessiz sahilde. Sanki içimi tek böyle dökebilecek mişim gibi. O sıra boğazıma bir yumru oturdu attığım çığlıklar kesik, sessiz, naif çıkmıştı. Çaresiz bir hava saçıyordum ortama. Ve bir anda şiddetli rüzgar durmuş, dalgalar dinmiş, yağmur hafiflemişti. Bunlar bir anda olmuştu. Kara bulutlar dağılmış gökyüzünde yıldızlar konuşmuştu. 'Uyan' yazıyordu gökyüzünde ama ben yıldızların parlaklığına dikmiştim gözlerimi. Ben buydum, herşeyde kusur arardım. Gerçeği kabullenmez kendi gerçekliği ile yaşamaya yüz tutmuş bir kızdım.
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.