✨Güçlü kadın karakter okumak mı istiyorsun? 👍🏻Doğru yerdesin... Boran, "Derya bu kadar büyütülecek bişey değil." dedi gördüğü en güzel mavilere bakarak. Umuyordu ki biraz sakinleşsin... Umduğunu bulamadığı gibi daha da yükselen kadını ilk defa böyle görüyordu. "Öyle mi? Ben seni böyle bir ortama soksaydım. Karşı da ki kendini akıllı zanneden kişi seninle dalga geçmeye, laf sokmaya çalışsaydı da büyütülecek bir şey yok dermiydin acaba?" diyerek çıkıştı haklılığından emin ve dik tavrıyla. Boran burun kemerini sıkarak, "Haklısın, özür dilerim." demekten başka çıkar yol bulamadı. Kendini o konumda düşünmek bile istemiyordu. Derya ise kendi derdindeydi, bünyesinin alışık olmadığı kıskançlık duygusunu sindiremediği için söylenmeye devam etti, "Haklıyım tabii, bu evlilik yalanda olsa kimse benim kocama yürüyemez! Yok nasıl kandırdın, yok hanım ağa oldun çalışmazsın artık, terbiyesiz." derken burnundan soluyordu. Boran gülmeye başlayınca, Derya ileri gittiğini fark ederek sustu. "Gerçek olsa daha ne kadar kızacaktın merak ettim doğrusu. Seni hiç böyle sinirli görmemiştim." diyen Boran ilk defa Derya ile gerçekten evli gibi hissetmişti. "Bence bilmek istemezsin Boran ağa! Bi an önce dönebilir miyiz?" dedi. Boran'ı deli gibi kıskanmıştı, bu daha önce hiç yaşamadığı bir duyguydu. Zelal'in gözünün Boran'a değmesine bile tahammül edememişti. Boran'ın yüzündeki anlamsız gülümseme uzun bir süre silinmezken, Derya sessiz kalmayı tercih etmişti. Konağa vardıklarında arabadan inip, hiç bişey söylemeden arabanın kapısını kapattı, arkasına bile bakmadan konağa girdi. Boran, Derya'nın bu haline anlam veremese de, 'kimse benim kocama yürüyemez' deyişini hatırladıkça yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamıyordu.