Hava soğuktu. Dışarıda azda olsa rüzgar vardı. Evin önüne taksiyle gelmiştim. Taksiden indim. Çantamdan anahtarı çıkarttım. Kapıya yürümeye başladım. O sırada telefonum çaldı, arayanın kim olduğu yazmıyodu. Gizli numaydı, açmadım. Arkamdan bişeyler geçtiğini hissetim. Arkama döndüğumdeyse gördüğüm tek şey karanlık bir yol, rüzgarla hareket eden ağaçlar vardı. Hızlı Hızlı yürümeye başlamıştım. Kapıyı açıcaktım ama elimdeki anahtar yok olmuştu. Çantamda tekrar aradım, yoktu. Telefona baktığım sırada elimden düşmüs olmalıydı. Etrafıma bakip hızla koştum, anahtar yerdeydi. Yerden alip tekrar hızla kapıya koştum. Açtım, içeri girdim. Elektrikler yoktu. Daha da fazla tırsmıştım. Telefonumun ışığıyla salona geçtim, kötü şeyler olmasın diye dua etmeye başladım. O sırada telefonum yine çaldı. Açtım, ses gelmiyodu. Tam telefonu kapatıcakken bi çığlık sesi geldi. Yerimden sıçradım ve telefonu yere fırlattım.
Yıllar önce başlayan bir ayrılık hikayesi.
Daha doğduğu gün ölüm emri verilen bir kız.
Sırlarla dolu bir hayat.
Nefret duyulan bir beden ve sevgiye muhtaç bir kalp.
Yıllardır dedeleri tarafından kadınlara karşı bir nefretle büyüyen dört abi ve bir kardeş .
Kız çocuklarını bir utanç kaynağı olarak gören bir baba.
Yıllardır öldüğünü bildiği kızı için içi yanan bir anne.
Ve ailenin değerini bilen masum bir kız.
Peki sizce bu sekiz kişi onca engele rağmen aile ola bilecek mi?
"Aşiretmiş " sırf kız çocuğu olarak doğduğu için bilinmeyen biri tarafından ölüm emri verilen lakin ağasının emrine rağmen bir masuma kıyamayan bir kahya ile başlayan bir gerçek ailem kurgusudur.