ÖLÜ DİYARLAR KUŞAĞI GÜNLERİ
  • Reads 39
  • Votes 1
  • Parts 1
  • Reads 39
  • Votes 1
  • Parts 1
Ongoing, First published Apr 29, 2022
Dışarı yansıttıklarımla içeride yaşadıklarım, yüksek perdede çalan bir şarkının en sessiz notasında çığlık atmakla aynıydı. Bir ses vardı, gölgeme bakan anlardı ama tek yaptıkları gölgemin üstünü boyamaktı.

Varlığım böyle yok sayıldı.

Gölgemi artık tanıyamayacak kadar kendime yabancıydım, bende ruhuma dönen yolu aradım. Kalbimin içinde bir oyuk açtım, yuva yapan bir kuş gibi tek tek dallarımı topladım ve içine kıvrıldım. Dallarım, ruhumdan kopan her parçamdı ve hepsini içimde toplardım, her gece onları sayarak uykuya dalardım. Giderek artar, giderek toplar, bir bütünün içinde dağınık yaşardım. Hepsinin bir adı, bir anlamı vardı; bir gün bir adamın gelip onları tanıyacağına inanmıştım.

Raflardaki tozları kaldıracağını, dağıttığım her odayı toplayacağını, beni bir bütün yapacağını; sonra o adamı tanıdım, ani bir ışık patlamasıyla bir yıldız gibi hayatımın içine kaydı. Işıltısı en karanlık gecemi aydınlattı, ama beni gölgede bıraktı; ruhumu bir bütün yaptı, hayır, beni parçalara ayırdı; beni yaraladı, beni iyileştirdi, beni var etti, varlığımın içinde yok etmeyi iyi bildi.

Bazen bana cehennem ateşinden bir yudum içirmiş gibi hissettirirdi, bazen cennet bahçesinde açan bir zambak gibi.

Bölen, parçalayan, kırıp geçen bir cehennem vadisi tanıdım.

Cennet bahçelerinde büyüyen tenim, cehennem vadisinde kavrulmayı seçmişti.

Ve ben, o adamın inine inmeyi tekamülümün başlangıcı ilan ettim.

Bütün zamanları, mekanları ve yüzyılları bir karşılaşma için aşabilirdim. O bir dileğin kainat tarafından bize yeniden verilebilmesi için.

Benim kalbimi saran ateşim. 

İkiz alevim.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add ÖLÜ DİYARLAR KUŞAĞI GÜNLERİ to your library and receive updates
or
#456kurt
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
GECENİN İZİ cover
AMARİS cover
İMDADIM cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
Kara Gül  cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
SARRAF cover

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)

54 parts Ongoing

Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi. ⏳ "Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça. "Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."