Ölmek istiyorduk, hepimiz ölmek istiyorduk. Belkide yaşamak istiyorduk. Susmak istiyorduk ama yapamıyorduk. Ölüm ruhumuzdu. Yaşam ise bedenimizdi. Belkide ruhumuzun yarısı ölüm doluydu. Yarısı da yaşam doluydu, doluyduk taşıyorduk...
Lavinia, Lavinia... Ölüm çiçeğinin ismi. Benim ismim. Bir çiçeğim var, belki onunla aynı bedeni ve ruhu taşıyorduk. Bunu biliyorum. Ben onu suluyordum oda beni, ben onun ne demek istediğini sessizliğinden anlıyordum oda benim sessizliğinden anlıyordu. Biz sessizliğimizle konuşuyorduk...
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024