İki hecelik bir kelime,bu kadar can acıtmak zorunda mı?
Kumsal Büyüker başarılarıyla , zekasıyla ve güzelliğiyle herkesin gıpta ettiği bir ajandır. Ancak kimse Kumsal'ın donuk bakışların ardındaki yıkımı göremez . O yıkımı yaratanlar ise Kumsal'ın geçmişindeki kişilerden başka hiç kimse değildir. Kumsal'ın hayatına aldığı yanlış kişiler ondan güvenini , yaşama sevincini , uykularını gibi tüm insani faaliyetlerini kendileriyle birlikte götürürler . Kumsal kendini karamsarlığa ve işine kaptırmışken Merkez'e yeni gelen bir ajan ile çevresine ördüğü tüm duvarlar yıkılır,kaybettiğini sandığı tüm duygular, gerçekliğiyle bir umut misali yeşerir. Kumsal'ın sancılı dönemi olan bu yıkım, geçmişiyle yüzleşme yıkımıdır.
Bu hikaye sizin geçmişinizle yüzleşme hikayenizdir.
E."Acılarını göster,anılarımı vereyim."
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...